Alzheimer hastalığı, önlenemez bellek ve kendilik kaybıyla, anlaşılabilir şekilde hepimizi telaşa düşürmektedir. Bu durum özellikle günümüzde bir çaresinin olmayışı ya da  pek az ümit verici ilaç tedavisinin olmasındandır.  Ancak, The Archives of Neurology’de yayınlanan  cesaret verici yeni bir çalışma ihtiyatla olmakla birlikte  bazı insanlar için günlük yürüyüş ya da hafif koşu yapmanın Alzheimer riskini ya da hastalık başlamışsa gidişatını değiştirebileceğini öneriyor.

Deney için, Washington Üniversitesindeki (St. Luisiana) araştırmacılar  üniversitedeki Knight Alzheimer Hastalığı Araştırma Merkezinin sürdürdüğü araştırmanın parçası olan 45-88 yaşlar arasındaki  201 erişkini bir araya getirdi. Katılımcıların bazılarının ailesinde Alzheimer hastalığı vardı, ancak, araştırmanın başladığı sırada hiç biri hastalığın klinik belirtilerini göstermiyordu. Bellek ve düşünme testlerinde iyi sonuçlar aldılar. “Belirleyebildiğimiz kadarıyla bilişsel olarak normaldiler” diyor Washington Üniversitesinden  araştırmayı yöneten Doç. Dr. Denise Head.

Gönüllüler beyin taraması yaptırmadılar, bununla birlikte Washington Üniversitesi araştırmacıları deneylerine  amyloid plak işaretleri, Alzheimerin karakteristiği,  için gönüllülerin beyinlerinin içine bakmada  positron emission tomografi ve ileri scan tekniği kullanarak  başladı. Her ne kadar ilişki karmaşıksa da çok plağı olan insanlar bellek kaybına daha çok yatkınlar.

Sonra, gönüllüleri APOE –kolestrol metabolizmasındaki bir gen-  için genetik bakımdan değerlendirdiler. Herkes APOE geni taşır,  ancak araştırmacılar bu genin e4 olarak bilinen çeşidini taşıyanların taşımayanlarla karşılaştırıldığında bu hastalığı geliştirme risklerinin 15 kez daha fazla olduğunu belirlediler. Raporda ayrıca bu geni taşıyanların bunama belirtilerini daha genç yaşta, ortalama 60’larının sonlarında başlayarak, bu çeşide sahip olmayanların ise 80’lerinin başlarında gösterme eğiliminde olduğunu belirttiler.

Gönüllülerin çeşitli yaşlarda ve cinsiyetlerde olan 56’sının APOE-e4 için pozitif olduğu ortaya çıktı (Bir Alzheimer aile hikayesi bir insanın e4 çeşidi için taşıyıcı olduğunu önerebilir ama olmayabilir de; olasılıkla hastalığın hala bilinmeyen pek çok farklı nedenleri olabilir, diyor Dr. Head.).

Son olarak, araştırmacılar gönüllülerden son 10 yıldaki egzersiz alışkanlıklarını ayrıntılı bir şekilde ortaya çıkaran soru formlarını doldurmalarını istediler. Yakınlarda, pek çok çalışma aktif oluşun bir insanın Alzheimer için riskini azaltıp azaltmayacağını  araştırdı, ancak sonuçlar tutarlı değildi, bazı araştırmalar hem hayvanlar hem de insanlarda, düzenli egzersizin  koruyucu etkisi olduğunu, diğerleri ise çok az algılanabilir yararı olduğunu gösteriyordu.

Bu tutarsızlık için Dr. Head’in şüphelendiği bir neden,  belki de önce yapılmış pek çok çalışmanın e4 çeşidine sahip olan insanlarla olmayanları ayırmadığı ve her grubun da, en azından potansiyel olarak, egzersize farklı tepki verebileceğiydi.

Ve bu çalışmada  durumun kesinlikle böyle olduğu kanıtlandı. Genel olarak grubun tümü için egzersiz marjinal yararlar sağladı. Sık sık yürüyüş ve jogging yaptığını  – Amerikan Sağlık Topluluğunun haftada beş gün 30 dakika orta ya da yüksek yoğunlukta egzersiz tavsiyesine göre ( ya da ender durumlarda bunu aşarak)- söyleyen gönüllüler hemen hemen hiç egzersiz yapmadıklarını söyleyenlere göre daha az amyloid plaklara sahipti.  Egzersizin koruyucu değeri istatistiksel bakımdan anlamlı düzeye ancak ulaşabildiği için zayıftı.

Ancak araştırmacılar e4 çeşidine sahip insanların sonuçlarını incelediğinde durum değişti. APOE-e4 geni taşıyıcılarının çoğu taşımayanlara göre çok daha fazla amyloid plak birikimi gösterdi.

En azından haftada beş kez 30 dakika yürüyüş ya da jogging yaptıklarını söyleyen gen taşıyıcıları e4 bakımdan negatif olan gönüllülerinkine benzer bir plak birikimi rapor ettiler.  İşin özü, APOE-e4 geni taşıyıcıları egzersiz yaparak kalıtımsal olan Alzheimer geliştirme  risklerini  azalttılar.  Ya da araştırmanın yazarlarının yazdığı gibi, “fiziksel olarak aktif yaşam tarzı e4 taşıyıcılarının beyin amyloid düzeylerinin e4-negatif bireylerininkine eşit olmasına yol açabiliyor.”

“İyi haber şu ki, etkinlik düzeyinin ki,  potansiyel olarak değişebilir,  hastalığa genetik yatkınlığı olan insanlarda plak birikimi –ve olasılıkla alzheimer’in gidişatı –  üzerine etkisi olabilirdi “ diyor, Dr. Heads.

Ancak bulgu bir dezavantajla da geliyor. Araştırmadaki insanların büyük bir kısmı hareketsiz ve onlar için hareketsiz bir yaşam tarzı amyloid plakların birikimini hızlandırmış görünüyor. Genin e4 çeşidine sahip olup da hiç hareket etmeyenler ya da ender hareket edenler en fazla plağa sahip olanlardı gelecek yıllarda Alzheimer’in bellek kaybı riskilerini  yükselterek.

Şu anda, plaklar birikmeye başladıktan sonra egzersize başlamanın durumu değiştirip değiştirmeyeceği belli değil, diyor Dr. Head. Ancak, devam ediyor, “bellek kaybı geliştirilen farelerdeki deneylerde koşma programına başlayan yaşlı hayvanlar yararlandı. Koşmayan farelerden daha az bunama yaşadılar.”

Hala, egzersizin, genetiğin ve Alzheimer’in etkileşimleriyle ilgili ve egzersizin bu araştırmadaki koruyucu yararının  neden yalnızca bu gen çeşidi için önemli göründüğü dahil sayısız soru  var. Hala hastalık için riski yükselten e4 positif ve e4 negatif arasında  açıklanamayan biyokimyasal  etkileşim varmış gibi görünüyor, diyor.

“Ancak bu kimsenin egzersiz yapmaması anlamına gelmiyor,” diye devam ediyor “ bunama için genetik riske sahip olduklarından şüphe edip etmediklerine bakmaksızın. Egzersiz yapmanın o kadar çok yararı var ki” diyor, “ve biri belki de beynin belleğin yavaşça gitmesine karşı kendini korumasıdır.

http://well.blogs.nytimes.com/2012/01/18/how-exercise-may-keep-alzheimers-at-bay/

“Yaşamak ve yaşlanmak tek ve aynı şeydir.”
~ Pamela Blair