helen

Blythe Danner, Meryl Streep, Emmylou Harris, Jamie Lee Curtis, Helen Mirren ve Paula Deen -beyaz, gri ya da tuz ve biber saçlı 40’ın üstündeki yıldızlara “gümüş tilki” deniyor ama benim en yakın arkadaşlarım her fırsatta gri saçlarımı kapatmamı söyler?

40ların altındaki ünlüler bile beyaz saçı seçiyor. Kelly Osbourne, Lady Gaga, Pink ve Kate Moss, hepsinde “gri ışıltılar” deneniyor. Griyi kesinlikle gündeme getirmezdim doğal olarak bende gelişmeseydi. Fakat grileşiyorum ve beni daha iyi gösterebilecek bir seçenek bulamadım. Bulsaydım anında onu yapardım.

Grilerimi benimsemeden önce daha genç, daha taze ve daha çekici görünme umuduyla çok ama çok fazla saç rengi stratejisi denedim. Önce bitki temelli boya, sonra yarı-kalıcı ve sonra gerçek kalıcı renk.

Ancak, gri saç tellerim koyu olanlardan çok olduğunda beyazları yok etmek için her üç haftada bir kalıcı renk uygulattım. Her üç hafta bir, çok fazla zaman, çok kimyasal ve çok fazla para demek.

Aslında her iki haftada, üç değil,  tekrar boyatmam gerekirdi beyazları uzaklaştırmak için ama kuaförümle herhangi bir arkadaşım ya da aile üyemle yaptığımdan daha çok vakit geçirmek istemedim. Ve daha da kötüsü Yapay “doğal” koyu renk benim “olgun” yüz özelliklerimle sert duruyordu. Beni genç değil, yaşlı gösterdiğini düşünüyorum. Elde etmek için savaştığım görüntü bu değil.

Sonraki girişimim kendi doğal koyu kahverengimi cildimle daha yumuşak bir zıtlık ve daha az belirgin beyaz bir hat oluşturması umudu için birkaç ton açmaktı. Ancak bu strateji saçımı her güneş vurduğunda acayip kırmızımsı turuncuya çevirdi. Benim solgun yüzüm için iyi değil ve renk “sahte- o gerçekten gri saçlı olmalı” diye çığlık attı, hemen hemen siyah olan kaşlarımla.

Hayal kırıklığı olmaksızın geriye daha koyu renge gittim, ama bu kez 3 cm eninde yüzümün ön kısmı boyunca uzanan beyaz bir şeritle. Bu cesur görüntü Bonnie Raitt ve Cruella de Vil’e yakışırsa da açık bir şekilde benim tarzım değildi. Şimdi tuz ve biber görünümü elde etmek için az ve açık ince atmaları tercih ettim. Grilerimi uzatmadaki stratejim siyah ve beyaz arasında sert bir yatay bölünme olmaması.

Ne yazık ki arkadaşlarımdan biri bile hiçbir zaman gri saç tellerim için iltifat etmedi. Düzeltme –saçlarını boyayan arkadaşlarımdan hiçbiri grilerime kabul göstermedi.

Kendimi iyi estetik zevki olan biri sayarım –ve sanırım arkadaşlarım da öyle düşünüyor. Çoğu nasıl göründükleri, ne alacakları ve nasıl tarz yaratacakları konusunda fikrimi alır. Dolayısıyla, saçlarımın görüntüsü konusunda bu kadar ters kalabilir miyim? Belki grilerim arkadaşlarıma kendilerini samimiyetsiz hissettiriyor. Aslında bütün kız arkadaşlarım saçlarını boyuyorlar henüz saçlarını kapatmak dışında başka bir şey yapmayı hayal etmiyorlar (Belki bir iki şey.)

Özgür kız arkadaş grubuma kendilerini cinsiyet ayrımcısı hissettiren benim tuz ve biber buklelerim mi? Hiç orta yaşlı erkeklerin nasıl grileştiklerine ama kadınların değil, dikkat ettiniz mi?

Olasılıkla arkadaşlarımın benim grilerimle ilgili en büyük  meselesi bunun onları yaşlı hissettirdiğidir. Gene Bonnie Raitt’e gönderme yapmama izin verin, beyaz saç şeridi için değil ama şarkısı “Nick of Time” daki sözleri için.

Arkadaşları görüyorum, yaşlanıyorlar. Bedenlerinin değişmesini izliyorum.

Şimdi onlar da aynısını bende görüyorlar ve bu  tuhaf hissettiriyor.

Bunu kendinize nasıl anlattığınızın önemi yok, bu hepimizin geçirdiği bir şey.

Geçmişe doğru size bakarlarken o gözlere katlanmak oldukça zor.

Sorunun “köklerine” inmeyi beklemiyorum. Ancak her ne zaman parlak gri saçlarını dürüstçe gösteren orta yaşlı bir kadın görsem, yolumdan çıkıp onu kutlamaya gidiyorum. Biliyorum bu ona kendini iyi hissettiriyor ve bana da kendimi iyi hissettiriyor. Biz gümüş tilkiler birlik olmalıyız.

http://betterafter50.com/2013/01/why-doesnt-anyone-call-me-a-silver-fox/

“Her yaş büyüleyici olabilir, içinde yaşamanız koşuluyla.”
~ Birgitte Bardot