Bir insan zarif yaşlanma çizgisinden yaşlı olarak etiketlenmeye ne zaman geçer? Duruma göre değişir. Neye dayalı olarak? Genetiğinize, yeme ve egzersiz alışkanlıklarınıza ve belki de şansınıza.

Yetmişlerimizde eşim ve ben Güney Tuscany’e bir bisiklet turu yaptık ve pedallarken “yaşlı” sözcüğü hiç aklımdan geçmedi. Sakin yollardan geçtik, manzaralı tepe köylerde öğle yemeği yedik ve bir zamanlar aristokrat evleri olan yerlerde uyuduk. Eğlenceliydi.

Ancak ne dediklerini bilirsiniz, “yetmiş, yeni atmıştır”. Doğru? Ve sonra diğer satırı hatırlarsınız, “ancak 80 gen 80’dir?” ki bizim durumumuzda bu doğru çıktı.

Örneğin, ben seksen yaşıma kemik kırmadan girdim ve sonra üç yıllık bir aralıkta omzumu ve sonrasında da kalçamı iki yerden kırdım. Düzeldim ama çaldığında telefona koşmak benim için artık bir seçenek değil. Şimdi ısrarlı çalışı ne kadar sürerse sürsün telefonu açmak için sakin bir şekilde yürüyorum.

Başka hangi değişiklikler yaşam tarzıma sızdı? Unutmamak için çok önemli şeyleri yazıyorum. İğneye iplik geçirirken genç birine rica ediyorum ki düğme dikebileyim. İşitme cihazı kullanıyorum. Ağır çantaları bir zamanlar farkına varmaksızın taşırken şimdi yardım alıyorum ve otoyollarda araba kullamaktan giderek daha çok çekiniyorum.

Ancak hala ayakta oluşumu ve araba kullanışımı bir artı olarak sayıyorum. Kocam, ki spinal stenosisi var, tekerlekli iskemlede.

Ve bedenim daha zor hareket ederken zihnimi kıvrak tutmak için çok çalışıyorum. Her gün gazete okuyorum ve bilim ve felsefe gibi rahat olmadığım alanları araştırmak için kendimi zorluyorum. Bazı  esrarlı öyküleri eğlence için okuyorum ama onları Yazılı Tarih, hikayeler kuşaklar boyu tarihimizi nasıl etkilediği konusu, gibi şeylerin arasında sandviç yapmaya çalışıyorum.

Geçen gece Maya’ların yazılı sistemi Avrupa ve Asyalılarınkinden tamamen bağımsız olarak nasıl geliştirdiklerini okudum ve bu bana bir zamanlar Meksika’daki Maya piramitlerine tırmanışımızı hatırlattı. Uyumadan önce istediğimiz her yere gidebildiğimiz zamanlardaki Avrupa’da, Turkiye’de, Nepal’de geçirdiğimiz güzel zamanları ziyaret ediyorum. Arkadaşlar, eski ve yeni birer esin kaynağı. Kilise ya da yazma grupları aracılığıyla benimkinden farklı fikirleri olan farklı yaşlardaki insanlarla fikir alışverişinde bulunabiliyorum. Bunu teşvik edici buluyorum.

Geçen hafta, liseden tanıdığım bir arkadaş beni ikimizin de kolejden tanıdığı diğer bazılarıyla görüşmemiz için New York’a davet etti. Birdenbire kritik bir gözle gardrobumu inceliyorum, Manhattan’daki tiyatro tekliflerini gözden geçiriyorum ve aşırı canlı hissediyorum.

Dördümüz de 85’lik olsak da önümüzdeki yolculuğu konuşurken ve not alırken kızlar gibi fıkırdıyoruz. Müze ziyaretleri, akşam çıkmaları ve Central Park yürüyüşleri için hırslı plamlarımız var.

Hey, belki yaş sonunda yalnızca bir zihin durumudur.

https://www.timegoesby.net/weblog/2018/10/a-tgb-reader-story-whats-the-state-of-your-mind.html

“Yaşamak ve yaşlanmak tek ve aynı şeydir.”
~ Pamela Blair