Neden Başladım?

Hayatta verdiğim  en zor kararlardan biriydi emeklilik kararı. Sağ kolumu kopardım bir bakıma…

Yıllarca emek verdiğim, birbirimizi büyüttüğümüz, alıştığım, bağlandığım, kendimi rahat ve önemli hissetiğim bir iş…

Yaşamımı şekillendirmiş,  hatta  belirlemiş, çok önemli bir parçası olmuş bir iş…

Üstelik, oldukça genç bir yaşta, en verimli çağımda ve artık  daha çok  tadını çıkarabileceğim bir dönemde…

İşimden kopacak olmamın üzüntüsünün yanısıra bekleyen yaşamla ilgili korkularım da vardı.

Boşluğa düşmek gibi…

Sabah yataktan kalkmak için bireysel anlamda bir nedenim, zevk ve doyum verecek bir yaşamım olabilir miydi? Özsaygımı koruyan, besleyen?

Statü kaybetme endişesi gibi…

Bir işim olmazsa kendimi nasıl destekleyecektim? Kimliğimi ve gücümü nereden alacaktım? Toplum ve kendi gözümde yalnızca bir “emekli”, bir “yaşlı” mı olacaktım? Daha az insan..? Rüzgarın oraya buraya savuracağı bir yaprak..?

Yalnızlaşma ve gelirimin azalacağı gibi korkular da ayrı…

Ancak, şunu da biliyordum ki, on yıl kadar sonra ister istemez emekli olacaktım ve bugün kendime sorduğum bu sorular gene var olacaktı. Dolayısıyla, sorunu yalnızca bir süre ertelemiş ve zorunlu emeklilik günü geldiğinde de bugünküne göre daha yaşlı olacağımdan bugün yapabileceklerimin bir çoğunu da kaçırmış olacaktım.

Aslında, zaman zaman işimden kopuk hissetmeye başlamıştım da  kendimi…  Bu şekilde doldurmasam yaşam başka neler çıkaracaktı acaba karşıma..?

Önemli olan başka şeyleri kaçırıyor olduğum duygusuna kapılıyordum sık sık. Yaşamadığım, aynı şekilde devam edersem de hiç yaşayamayacağım başka yönleri de vardı hayatın. Ve fırsat bulup da ortaya çıkaramadığım, kendi yönlerim de…

Bütün bunların dışında da,  bir eşim ve  annem vardı (evim ve işim ayrı kentlerdeydi). Yakın olmak ve büyümesinde rol almak istediğim bir de torunum olmuştu. Birlikte yaşayacak daha kaç yılımız kalmıştı..? Sağlıklı ve enerjik olarak..? Birbirimizin tadına vararak..?

Emekli olma düşüncesi beynime girdikten sonra, vakit buldukça, özellikle internet üzerinden araştırmaya başladım, dünyada benim gibi oldukça genç, enerjik, sağlıklı ve ayrıca öğrenme, gelişme ve üretme isteği artmış ama azalmamış insanlar emekli olduklarında ne yapıyor, orta yaş ve sonrasını nasıl yaşıyor, diye.

Ve insanları yaşamlarının ikinci yarısına hazırlamaya, bu dönemin sağlıklı, üretken, zevkli, yani dopdolu yaşanmasına yönelik deneyim ve araştırmaların aktarıldığı bazı kitaplar, web siteleri/bloglar buldum, özellikle batı dünyasında. Emeklilik, yaşamın bu dönemi, oralarda anne ve babalarımızın ve onların anne ve babalarının bildiği, yaşadığı gibi yaşanmıyor,  yeniden tanımlanıyor.

Öncelikle, bulduğum içeriklerden bazılarını çevirerek ilgilenebilecek, yararlanabilecek  olanlarla  paylaşmak istedim.

Ve aslında, içinde bulunduğumuz döneme ilişkin konularımızı konuşabileceğimiz, yaşlanma yolculuğunda birbirimizden öğrenerek güç kazanabileceğimiz, yaşam kalitemizin arttırılması yollarıyla ilgili söyleyecekleri olanlarla, onlardan yararlanmak isteyenlerin buluşabileceği, yalnızlıkların da paylaşılabileceği destekleyici ve dost bir ortam gerçekleştirebilme arzusuyla da bir adım atmak istedim. İlgi, katkı ve yönlendirmelerinizle şekil alabilecek…

En uzun yolculuklar bile küçük bir adımla başlamaz mı?

Yararlanacağınız bir şeyler bulmanız umudu, ilginiz ve katkınız dileğiyle!

Prof. Dr. Engin Ünay

“Gençlik doğanın hediyesidir. Yaşlanmak ise sanat eseri.”
~ Walter Wincher