CiceroDe Senectute – İngilizcesi,  On Old Age (Yaşlılık Üzerine) Marcus Tullius Cicero tarafından 2000 yıldan daha fazla bir zaman önce yazıldı.

Asırlar boyunca sürekli okunan kitaplar pek çok değildir ve bu onlardan biri. Eski Roma’da zamanında geniş ölçekte okundu ve o zamandan bu yana dünyanın pek çok kısmında, Latinceden bütün modern dillere çevrildi.

Kitabın hiç bitmeyen güncelliğinin bir nedeni düşüncelerin ve fikirlerin ölümsüz olması ve hiç bitmeyecek şekilde önemli olması. Diğer bir nedeni de sanki dün yazılabilirmiş gibi hissettirmesi. Şunu bir dinleyin, vurgu benim:

“…. Genellikle yaşlı insanların huysuz, müşkülpesent, kolaylıkla kışkırtılabilen, zor, hatta aç gözlü oldukları söylenir. Ancak bunlar karakter kusurlarıdır, yaşlılık değil.

“Öte yandan, huysuzluk ve şimdi sözünü etmiş olduğum diğerleri bahane aramakla ilgili, yalnızca yaşlılıkla değil, ama anlaşılabilirler. Yaşlı insanlar devreden çıkarıldıklarını, ihmal edildiklerini ve alay edildiklerini düşünürler. Dahası da, kırılgan bir bedende her kızgınlık acı verir.

“Yine de bu tür şeyler bile sağlam bir karakterce kolaylaştırılabilir ve zahmete değer.

Ne demek istediğimi anlıyor musunuz? Cicero’nun zamanından bu yana pek bir şey değişmedi.

Şu alıntı yeni baskıdan bir parça. Bu büyük eser Richard Geberdin tarafından çağdaş okuyuculara önceki çevirilerden daha anlamlı yapmak çabasıyla çevrilmiş. Yazarın Giriş Bölümünde açıkladığı gibi:

“…Yalnızca Latinceyi çevirme girişimi değil (yapmış olduğum bir şey) ama Çiçero’nun çalışmasını Amerikan çevrelerine aktarmak ve adapte etmek.

“Fikirleri öyle kışkırtıcı, öyle harika, öyle yararlı, öyle doğal ve öyle güven verici ki bu eserin uygunluğundan çok dil doğruluğu amaçlı çevirilerde kaybolabilecek olmasını bir trajedi olarak görüyordum.”

Birçok yıldır Cicero’nun Loeb Classical Library baskısından çıkmış Yaşlılık Üzerine’sini yakınımda tutuyordum ve İngilizcesinin, kitaba bağlı kaldığınızda Çiçero parlasa da, tumturaklı olduğunu söyleyebilirim. Geberding’e çok teşekkür, şimdi anlaşılması daha kolay, daha zevkli ve daha eğlenceli de.

İşte Cicero,  yaşlılığın farklı zevkleri üstüne konusunda:

“…yaşlılıkta zevk tutkuların daha az oluşu yaşamın bu döneminin olumsuzluğu değildir, ama gerçekte onun en büyük avantajlarından biridir. Eğer bütün gece süren partiler ya da bir yığın zengin yiyecek ve güçlü içkiler dolu masalar eksikse aynı zamanda sarhoşluk, hazım bozukluğu, uykusuzluk ve ‘içki sonrası sabahı’ da eksiktir. Konu yaşlılıkta zevkin eksik oluşu değil, zevklerin değişmesidir.”

Ben bunu bu blogda son on yıldır düzinelerce farklı yollardan söylüyorum.

Yaşlılık Üzerinenin en güçlü kısımlarından bazıları Cicero’nun ölüm konusundaki yaklaşımları ve inançları. Bu gözlem 20 asırdan bu yana bize kadar en küçük bir değer kaybetmemiş.

“Şu şekilde bakın. Ya ölüm ruhu tamamen yok edecek ki, bu durumda onu tamamen göz ardı edebilirsiniz, ya da ruhu daha iyi bir yere götürecek ve bu durumda da aslında ölüm istenecek bir şeydir. Yalnızca iki alternatif, bir üçüncüsü yok.”

Cicero benim gibi (yıllarca onu okumak mı bana öğretti? Hatırlamıyorum) ölümün korkulacak bir şey olmadığına inandı:

“…… ölümden korkmamayı öğrenmek gençlikten itibaren sürekli olarak pratik edilmesi gereken bir şeydir. Bu yetenek olmaksızın hiç kimse gerçekten huzurlu bir ruha sahip olamaz.

“Ölümün kesin olduğunu kastediyorum, her an olabileceği de kesin, bugün bile. Dolayısıyla sürekli eli kulağında bir ölüm korkusuyla nasıl huzurlu bir hayat yaşayabilirsiniz?”

Ve şu, Cicero’nun akılda tutulacak  insanı bırakmayacak güzel düşüncelerinden biri, inancınız ne olursa olsun:

“Küçük çocuklar zor işleri öğrenirler ve öyle çok yeteneği öyle hızlı edinirler ki sanki onları ilk kez öğrenmiyorlarmış da bir şekilde hatırlıyorlarmış gibi görünürler. Bu az ya da çok benim Plato’dan anladığımdır.”

Yeter. Geberding’in çevirisi ve adaptasyonundan o kadar çok hoşlandım ki alıntılamayı sürdürmek istiyorum ancak bu bölük pörçük parçalar bu harika eski/modern metni okumanın yolu değil. Sayfa sayısı az ama bir yaşamboyu sevinç ve tefekkür içeriyor.

Aynı zamanda, kitabın tamamında Lansi Rossi tarafından yapılmış pek çok keyifli siyah ve beyaz resimlemeler var – küçük bir örnek.

kuş

http://www.timegoesby.net/weblog/2014/12/how-to-be-old.html

“Gençlik doğanın hediyesidir. Yaşlanmak ise sanat eseri.”
~ Walter Wincher