sal

Cuma günü tartışma konusu emeklilikti – gönüllü çalışma, işler, sürprizler ve kariyerimizin bitmesinden sonraki zamanın  ödülleri. I’veLanded adlı blogda yazan Riverwatch:

“…yalnızca yaşamak da olur.  Biz bazı genç insanlarla (70’likler) öğle yemeğine gelen 97 yaşındaki biri ‘bu kadar uzun yaşadığı için özür diledi.’” Ne..??

“Bakın, artık gönüllü çalışmalar yapmıyor, mükemmel giyiniyor ve akli yetenekleri tam olmasına karşın, bir şekilde yeryüzünde yer işgal etmeyi hak etmediğini düşünüyor! Sanırım Amerika’da bizim iş etiğimiz o kadar güçlü ki ‘yalnızca yaşama’ yanlış görünüyor. “Yanlış değildir. ‘Erişkinlikten sonra…’ canlı olduğunuz için özür dilemeye gerek yok.”

Ne kadar haklı. Aslında, Jane adlı bir okuyucunun yorumunun bir kısmı:

“Bende yanlış olan nedir, merak ediyorum. 1 Ocaktan beri (9 ay oldu) emekliyim ve hiçbir yerde gönüllü çalışmıyorum. Bu aşamada gönüllü çalışmak istemiyorum. Evimden öylesine hoşlanıyorum.”

Ve o bu konuda suçlu hissetmemeli. Aslında, yaşlıyken yaşıyor olduğu için kimse hiçbir zaman suçlu hissetmemeli.

Çalışma hayatından ayrılana kadar (genellikle, bu arada, çok yaşlı olduğumuzdan dolayı emekli olmayı istemeden önce bazı insanların kafalarında itilmişken)  çocuk büyütüp, vergi ödeyip ve genellikle iyi ve saygın vatandaşlar olurken maaşlı bir çalışan olarak dört beş on yıl harcarız.

Son yıllarımızı ve onları zevk aldığımız gibi kullanma hakkını kazandık biz.

Bizi ölene kadar meşgul, meşgul, meşgul tutma baskısı yapan insanlar hep  yaşlılığın nasıl bir şey olduğunu, bazen ne kadar yorgun olabileceğimiz ya da yorgun değil ama deneyimler, yaşamımızda nihayet, zorunlulukları olmayan programsız zaman isteyeceğimiz konusunda hiçbir fikri olmayan genç insanlar.

Yakın zamanlarda bu tür baskıda bulunan insanlardan biri The Atlantic’te yazan Ezekial Emanuel hepimizin 75 yaşında ölmemizin iyi olacağını  öneriyor. Kendi durumunu ilk aşamada kendi hikayesinde belirtiyor.

“Ancak burada basit bir gerçek var ki çoğumuz direniyor gibi görünüyoruz:” diye yazıyor Emanuel, “çok uzun yaşamak ayrıca bir kayıp. Çoğumuzu, eğer engelli değilse de, o zaman  tutuk ve düşkün kılar, ölümden kötü olmayan bir durum ama gene de muhtaç kılar.

İşe, topluma ve dünyaya katkıda bulunma yeteneğimizi ve yaratıcılığımızı bizden çalar. İnsanların bizimle olan deneyimini, bizimle olan ilişkisini ve en önemlisi bizi nasıl hatırladıklarını dönüşüme uğratır.  Biz artık enerjik ve dolu insanlar olarak değil ama dermansız, beceriksiz ve hatta zavallılar olarak hatırlanırız.”

Ezekiel, 57, bu yazısıyla webde çok fazla insanı şaşırttı; pek çok insan da aynı fikirde oldu ve bir kısmı da olmadı.

Onun yerine sizi Minneapolis StarTribune’de yazan Cory Franklin’in tersini savunan yazısına göndermek istiyorum.

Franklin 75’ten yaşlı iyi tanınmış insanların pek çok başarısını sayıp döküyor: Ronald Reagan, Winston Churchill, John Glenn, Dr. Michael DeBakey, Oliver Wendell Holmes, Louis Brandeis, Gerorge Bernard Shaw, von Goethe. Devam edeyim mi?

Düşünün bu insanlar 75 yaşında ölseydi dünyamızın neler kaybedeceğini – yazarın yaptığı gibi sade insanlar söylemeye gerek yok.

“… onların diğer insanlara verdikleri bütün sevgi ve şefkat ve diğerlerinin onlara verdiği bütün sevgi ve şefkat. Düşünün bu sevgi olmaksızın ülkemiz ne kadar daha fakir olurdu.>”

Özellikle Cory Franklin’in  savunusunun sonunu seviyorum:

“Emanuel’in insanların 75 yaştan fazla yaşamaması konusundaki sözde sağ duyulu öğüdü akla Bertrand Russel’ın bir zamanlar yazdığı yazıyı getiriyor: Bu öyle saçma görüşlerden biri ki yalnızca çok okumuş insanlar belki benimseyebilirler.’

“Russel bunu yazdığında 87 olmuştu.”

Kesinlikle bazı yaşlı insanlar, Emmanuel’in yazdığı gibi “tutuk” ve “düşkün” olur ancak “zavallı”yı kabul etmeyi reddediyorum. Hastalık ve/ya da düşkünlük zavallı değildir; bütün yaşamların sonunda doğaldır.

Ayrıca birçok insanın mezara kadar tutuk ya da düşkün olmadan geldiğini bilmemesi de onun ayıbıdır.

Dolayısıyla Ezekiel Emanuel’e aldırmazsanız iyi edersiniz. Yaşlı olmanın hiçbir yanlışı yoktur. Hatta 75’ten fazla. Ve bunu hiç unutmayın.

http://www.timegoesby.net/weblog/2014/10/it-is-okay-to-just-be-old.html

“Her yaş büyüleyici olabilir, içinde yaşamanız koşuluyla.”
~ Birgitte Bardot