OLGUN ZİHİN. Yaşlanan Beynin Olumlu Gücü (6)
İDRAK, BELLEK VE BİLGELİK

Bilgeliğin kapıları asla kapanmaz ~ Benjamin Franklin

Kuşaklar boyu bilgi birikimi arttıkça ve sosyal ve kültürel yaşamımız giderek karmaşıklaştıkça, toplumda yaşlıların değeri de arttı. Bu durum, kadının doğurma potansiyeli kırklı yaşların bitiminde sona erdiği halde doğal seçilimin neden uzun ömrü tercih ettiğini açıklar. İnsan söz konusu olduğunda onların öğrenilenleri, bilgelik ve becerileri diğer kuşaklara aktarma ve kültür için depo hizmeti görme kapasiteleri, çoğalma kapasitesi kadar önemlidir. Günümüz global toplumunun karmaşıklığı ve bu karmaşıklığın hakkından gelebilmek için gereken hünerlerin çeşitliliği toplumdaki yaşlı erişkinlerin önemini arttırır.

Bilgelik, genelde, var olan bilginin en iyi şekilde kullanımı olarak tanımlanır. Bir çok insan için ayrıca, kısa vadeli iyiliğe değil uzun vadeli ortak iyiliğe işaret eder. Bilgelik ayrıca, çeşitli entellektüel formlar -sebep, sezgi, yürek ve duygu- dolayısıyla bilgilenmek olarak anlaşılır. Temelde gelişimsel zekanın – düşünme becerileri, duygusal zeka, yargılama, sosyal beceriler ve yaşam deneyiminin olgun bir şekilde bütünlenmesi- belirtisidir.

Güncel psikoloji daha ileri bir düşünme şeklinin (idrak) anahtar bir bileşenini aydınlattı: kural ötesi düşünme (postformal thinking). Kurallı düşünme problem çözümünde tamamen mantığı esas alır ve matematik gibi bilimlerde olduğu gibi açık işleyiş kuralları olan iyi tanımlanmış problemlere iyi uyar. Bu tür ‘saf düşünme’ erginlik ve genç erişkinlik döneminde zirveye ulaşır. “Olgun” olmak bilim adamı gibi düşünme anlamına gelir.

Ancak, bu görüşün çok sınırlı olduğu düşünülmektedir. Gerçek dünya matematik gibi titizlikle tanımlanmamıştır. Kurallar her zaman açık ve bilgi daima kesin değildir. Kural ötesi düşünme kavramı bu, ancak zamanla gelişen, daha ince, esnek, sezgi dolu düşünce şeklini tanımlamak üzere ortaya atıldı. Bu düşünme şekli, daha çok, birden fazla çözümü olabilen kötü tanımlanmış, belirsiz problemler için değerlidir. Doğada neyin kesin olduğundan daha çok neyin görece olduğuna ve problem çözümünden daha çok da problemin tanınmasına odaklanır. Günümüzde karşı karşıya olduğumuz birçok karmaşık sorun bu kategori içindedir.

Kural ötesi düşünme biçiminin üçe ayrıldığını hatırlayalım: görece düşünme, diyalektik düşünme ve sistematik düşünme. Bu düşünme şekillerinin herbiri, büyüdükçe, öğrendikçe ve deneyim kazandıkça  elde ettiğimiz algısal gelişimden kaynaklanır ve geniş biçimiyle gelişimsel zekaya karşılık gelir çünkü, bir problem çözerken duygularımızı  ve sebebi daha iyi bütünlememize izin verir. Olgunlaşan beyinde sağ ve sol beyin yarılarımızın artan birlikte katılımıyla ilgili olmalıdır.

Entellektüel ve bilişsel yeteneklerimizin pek çoğu genç erişkinlikte değil, orta yaş ve sonrasında zirve yapar.

Bilgeliği en yüksek iyi için kullanılan derin bilgi olarak tanımladık. Bilgece seçimler yapmak hem mantıksal, hem sezgisel, hem beynin sağ ve sol yarısını, hem kalbi hem de kafayı kullanmayı gerektirir.

Düşünmek, karar vermek ve bilgece davranmak bizim geniş bellek kitaplığımıza –eski ve yeni, sözel ve sözel olmayan, duygusal ve entellektüel anılar, tam olarak ulaşmayı gerektirir. Alzheimer hastalığına yakalanmış birini tanımış olanların bildiği gibi, anılarımız yoksa en temel kimliğimiz yok olur. Bir çok yaşlı ölümden çok belleğini kaybetmekten korkar. Belleksiz hayat pek çoğumuzun anlayacağı gibi en iyi haliyle hayalet yaşamdır.

Yaşlılıkla birlikte belirli bellek tiplerini kademeli olarak düşüş gösteriyorsa da bilimsel araştırmalar belleğin diğer tiplerinin bozulmaya dirençli olduğunu ortaya koymaktadır. Tam bir bellek kaybı yaşlanmanın kaçınılmaz sonucu değildir, yaşlandıkça belleğimizi sabitleştirmek ya da geliştirmek için bir çok adım atabiliriz. Bilgisayarların hard diskine benzemez olarak beynin hafıza sınırı yoktur. Yalnızca yaşlandınız diye beynin bellek kapasitesini tükettiniz demek değildir. Beynimiz 200 nöron değil, milyarlarca nöron kapsar bu nedenle beynin bellek kapasitesi aslında sınırsızdır. Öğrenme kapasitesimiz ölmez, ancak mevcut belleğe erişme, onu yönetme ve yeni anılarla doldurma yeteneğimiz zihin egzersizleriyle arttırılabilir.

Devam Edecek

Özet: The mature Mind. The Positive Power of the Aging Brain,  G.D. Cohen, 2005, 232 s., Basic Books, New York.

“Geçmiş bir önsözdür.”
~ Washington D.C.de Ulusal Arşiv önündeki bir levhadan