saraAmerika’da yaşlı olmak klişe ve imalı sözlerle sürekli aşağı görülmektir. Bu hergün devam eder.

En basit düzeyde iki sözcük “genç” ve “yaşlı” yaşlıları marjinalize etmek için çalışır. Birincisi komplimandır –gençlikten akan herşey iyidir, bizim kültürümüzde. “Yaşlı” sözcüğü ise hakaret olarak kullanılır.

Hergünkü yaşamda biz yaşlıları önemsizleştiren çok yol var.  “Feisty” (didişken, alıngan anlamında) sözcüğü onlardan biri. Eminim fark etmişsinizdir 20lerindekilerin hiçbiri hiç feisty değildir. Sözcük yalnızca 60 yaş üstü insanlar içindir ve çoğunlukla yaşlıların sinirini nötralize etmek için kullanılır onları ciddiye almamak için.

Çoğu yaşlı insanın kalbinin genç olduğu söylenir ve bu söylendiğinde ben kendime sessizce “yaşlı kalbinin nesi yanlış? “diye sorarım. Sevmede, affetmede ve nezakette çok daha fazla kullanılmışlığı ve deneyimi var.

En yaş ayırımcı imalı sözlerden biri benim yaşadığım yer olan  Portland, Oregon’da. Yerel toplu taşım şirketi, Tri-Met, yaşlı indirimi programına hak kazanmış insanları “onurlu vatandaşlar” olarak etiketliyor.

Olamaz. Yaşamda herhangi bir yaşta onurlandırılacak insanlar bunu hak etmek için bir şeyler yapmış olanlardır. Yaşlanmak, kendi başına, bunlardan biri değildir. Eğer bir grup içinde herkes onurlandırılıyorsa hiç kimse onurlandırılmıyordur.

İş yaşamındaki yaş ayırımcılığı yaşlıları işten yoksun bırakıyor –genellikle 45 ya da 50 yaş kadar gençken- diğer hiç kimse bizim kadar bilmiyor –bireysel ya da toplumsal olarak- ama işverenler bizi işe almayacaklar.

Çalışıyor olduğum işte tam gerçekten iyi olduğumda ya hepsini unuttuğum ya da bir gecede aptallaştığım sanıldı.

Yaş ayırımcılığından dolayı ülkemizin hem büyümesi ve hem de yararlanacağı bir kaynağı ziyan etmesi anıtsal  ve yaş nefreti bu büyük varlığımızın herkesin yararına olarak kullanılmasını  geniş ölçekte önlüyor .

Bu ve diğer yollarla, toplum sürekli olarak yaşlı insanlara çocuk muamelesi yapıyor.  Yaşlılık kültürümüzde büyük ölçüde bir hastalıktır ve yaşlı insanlar, tanım olarak, hastadırlar. Bütün yaşlı insanların en iyi durumda aptal  ve en kötü durumda ise bunak olduklarını ve artık kültürle bağlantı kuramayacağını var sayar.

Ancak yaşlıları büyük ölçüde küçük düşüren ve yeteneklerimizi harcayan yalnızca kültürümüz değildir. Pek çok yaşlı insanın kendileri de uluslararası yaşlı saygısızlığına katkıda bulunuyor.

Olasılıkla face-lift, Botox, anti-aging (şimdi  artık bir yaş ayırımcılığı terimi) iksir kalabalığı telafi ötesi. Ancak diğerleri –ilk kez beşikte işittiğimiz yaşlılığın olumsuz kültürel klişelerini her zaman kabul edenler belki eğitilebilir.

Bunların bazıları da kendilerinin 10, 20, 30 yıl önceki insanla aynı insan olduklarını söyleyerek sıkıntı veren insanlar.

Sevgili tanrım, umarım ben değilimdir. Üstesinden geldiğimi sandığım, hiçbir zaman sevmediğim bir dolu inanç ve tutum ve davranış vardı. En azından, umarım, büyümüş, öğrenmiş ve gelişmişimdir yıllar içinde ve umarım bu ölene kadar durmaz.

İnsanın on yıl önceki aynı insan olduğunda israr etmesi hiç büyümediğini söyleyemenin cool olduğunu söylemeye benzer. Eğer siz buysanız lütfen bana olan uzaklığınızı koruyun. Ben erginlerle takılmayı seviyorum.

Diğerleri de  oldukları kadar yaşlı hissetmediklerini söylemeyi sever. Gerçekten mi? Hiç kimse, daha önce, şimdi oldukları yaşta olmadığı için tanım bakımından ne hissediyorlarsa  o hissettikleri  yaşlarının hissettirdiğidir. Tersini düşünmek mantıksızdır.

Bu çeşit inkarlarla meşgul olanların yanı sıra yalnızca yalan söyleyenler, gerçek yaşlarından yılları tıraş edenler, gerçek dışıdır.

Gerçeği inkarın kişisel sonuçları arasında sanırım zihinsel felç, yaşamda ileri hareket etme yeteneksizliği ve genel bir durgunluk var –geçmiş yıllara sıkışıp kalmış olmak. Dünyaya aptal göründüklerinden söz etmeye gerek yok.

Gerçekten kendinizi ya da başka birini gençmiş gibi göstermenin yalnızca onursuzluk olduğu bir zaman gelecek.

İnsanların yaşlılara karşı yaş karşıtı ve yaş ayırımcılığı tutumları biz bitmelerini istemezsek durmayacak. Kendimiz için değişimin ajanları olmaya gereksinimimiz var. Bu kendi yaşlanmamızı kabul etmek zorundayız demektir, onu  ve yıllarla gelen kayıpları her ne erdem taşısak da kapatmamak. Sonra devam etmeliyiz.

Buna yapana kadar kimse bize saygı duymayacaktır. Bu değişimin etkin olmasına destek olmanın bir yolu da hepimizin kendi yaşımızda her fırsatta “ortaya çıkmasıdır”. Homoseksüel onur hareketinin başlangıçlarından bir yaprak alın: “Yaşlıyım ve gururluyum.” “72 yaşındayım. Bu sizi rahatsız eder mi?”

Yaşlıları klişeleştiren ve önemsizleştirenleri her bulduğunuz yerde bağırarak söyleyin. Bunu yaptıklarında gazetelere ve web sitelerine mektuplar yazın. TV şovlarının ve YouTube videolarının çirkin, yaş karşıtı şakalarını yanlarına bırakmayın.

Uzun eleştiriler yazmak zorunda değilsiniz. Birkaç cümle iş görür.  Yazıların, öykülerin ve videoların altlarındaki yorumlar da özellikle etkindirler. İnsanlar onları okur.

Onlara görünün. Onlarla yüzleşin. Ve davranışlarının, kötü şakalarının, dillerinin kabul edilemeyeceğini onlara söyleyin.  Dikkatinizi özellikle inkar halindeki yaşlılara dikkat verin.

İnsanların bize söyledikleri önemlidir. Yaşlılara karşı önyargı Sosyal Sağlık Güvencemizde olması gerekenleri kesmelerine yol açıyor.

Medya ülkedeki bütün yanlışlıkların insanların uzun yaşamasından dolayı olduğunu söylüyor. Hiç biri doğru değil.

Dolayısıyla her neredeyseniz ortaya çıkın ve yaşlı eşitliği için vaziyet alın. Aşağıdaki  yorum kısmından başlayabilirsiniz.

http://www.timegoesby.net/weblog/2014/02/coming-out-as-old.html

fotograf:  http://advancedstyle.blogspot.com.tr/2011/06/life-and-style-advice-from-100-year-old.html

“Ancak yaşlanan birisi yaşam hakkında tam ve uygun bir tasarıma sahip olur.”
~ Schopenhauer