Travels with Epicurus“Yaşamımın bu aşamasından beklediğim onu dolu dolu yaşamak, içinde olmak, içinde  debelenmek. Benzersizliğini anlamak, yaşamış olduğum  daha önceki dönemlerden  farklı olan yönlerini keşfetmek, değişimleri deneyimlemek–her ne olabilirse- ve yaşlı olmanın ne olduğunu öğrenmek istiyorum.”

Herhalde, o akşamüstü posta kutuma değerli küçük bir kitap geldiğinde ve yazarının sonraki sekiz bölümde ne anlatacağını açıkladığı prolog kısmının üçüncü sayfasını okuduğumdaki yaşadığım sürprizi hayal edebilirsiniz:

Bu Yunan adasına kişisel bir arayış için döndüm: Ben kendim şimdi yaşlı bir adamım –yetmiş üç- ve yaşamımın bu aşamasını yaşamak için en doyurucu yolu bulmak istiyorum.

Eğer bu blogu bir haftadan fazla bir süredir okuyorsanız oltaya takıldığımı zaten tahmin edersiniz ve  hemen anladım  ki hayatımda Travels with Epicurus – A Journey to a Greek Island in Search of a Fulfilled Life ‘ın 167 sayfasını bitirene kadar başka hiçbir şey yapmayacaktım.

Üç sayfa sonra, yazarın aklımı okuyup okumadığını merak ettim:

“Yeni yaşlılık amentüsü baktığım her yerde. Eğer birisi rastgele bir hanımın yaş aldığından söz ederse anında yumuşatılır : ‘Yaşlı değilsiniz. Hala en iyi zamanınızdasınız!’. Ona ‘70’in yeni 50 olduğu’ bilgisi verilir. Yaşlılığa ‘teslim olmaması’ için ikna edilir.

“Popüler kabulü olan bu yolda gitseydim çok önemli bazı şeyleri kaçıracağımdan kuşku duyacaktım:  yaşamın benzersiz, çok değerli bir durumunu inkar edecektim… Kısacası, olması gerektiği gibi ve hoşnut olarak yaşlanmayı sonsuza kadar kaçıracaktım.”

KimDİR bu adam? Merak ettim, bu tümüyle ve özellikle aynı kafadaki ruhu.

Adı Daniel Klein. Harvard’da felsefe okumuş Plato and Platypus Walk into a Bar (Plato ve Platypus Bara Girdi) dahil garip adlı bazı popüler kitaplar yazmış ve bunlarından en iyisi de –bir fildişi kuledeki bilim adamı olmanın çok ötesinde- eski yazdığı Flip Wilson ve Lily Tomlin benzerleri gibi fıkralarda biraz zaman harcamış.

Yani altyapısının gösterdiği gibi Klein şakacı bir duyarlılıkla bizi yaşlılığı ağırbaşlılığı kaybetmeden sahici bir yolla yaşamanın kendi kişisel arayışı boyunca götürüyor, böyle bir uğraşın gerektirdiği gibi.

Ondan Epicurus ve diğer bazı antik filozofların ve bazı modern olanların da yaşlılığın nasıl yaşanması gerektiğini düşündüklerini öğreniyoruz. İki filmi –Bergman’ın Vahşi Çilekleri ve Fellini’nin 8-1/2- şimdi biliyorum, Klein, sağolsun, onları anlayabilmek için çok genç olduğum bir zamanda izlemiştim.

Benim, ki duygusal olan hiç bir şeyi sevmem, Frank Sinatra’nın çok yüksek düzeyde nostalji iletme becerisi üzerine  olan bölümde algımı değiştiren önemli bir kısım var:

“Genç bir adam… olarak bile Sinatra… eski aşklarının haz ve üzüntülerini, onlara geriye, derin düşünüşlü ve hasret dolu bir yaşlılığın geniş penceresinden bakarak anlatma konusunda az bulunur bir yeteneğe sahipti.

“Sinatra  aşk ve ümitle dolu mutlu bir genç adam olmayı hatırlamanın ne hissettirdiğini paylaşıyor bizimle. O yıllardaki duygularını açığa çıkarıyor, muhteşem bir şekilde.

“Bununla birlikte bir yaşlı adam için onun o zamanda ve bunun şimdide olduğunu algılamak  iyi gelir. Geriye, bir gençlik aşkının anısının sonraki bir deneyimin filtresiyle görüldüğü gibi, kendi tatlılığı kalır.”

Klein, kuşkusuz haklı ve ben nostalji fikrine olan otomatik aşağılamamı uygulamayacağım (gerektiği zamanlar hariç).

Travels With Epicurus’un hemen hemen her sayfasında benim için uyan çağrısı var, yaşlılık konusundaki eski fikirler üzerine yeni (benim için) düşünceler, siz hiç kuşkusuz “as times goes by” gibi web sitelerinin sayfalarında  bunlar hakkında daha fazla şey okuyacaksınız. Klein yaşlanma konusunda benim kafa yorduğum şeylerin çoğuna kafa yoruyor, ama o benden daha zeki ve özgün bir düşünür..

Bu serüvenli uzun Yunan adası seyahatinin sonunda çıkardığı birkaç sonuç arasında Klein’ın yazdıkları:

“Kendimi 8 ½ daki Guido gibi hissederken buldum: Her şey tam da önce olduğu gibi. Her şey tekrar karmaşıklaşıyor ancak bu karmaşa benim. “Otantik bir yaşlılıkla ilgili felsefe arayışımın ayda havlayan şaşkın bir bunağınkinden fazla bir şeyi olup olmadığını merak etmeden edemiyorum.”

Klein’in söylediğini anlıyorum ancak katılmıyorum. Pek çok fikirle sunulmuş bu küçük kitapta çok bilgelik var.

http://www.timegoesby.net/weblog/2012/12/in-search-of-a-fulfilling-old-age.html

“Yaş konusunda romantik duygularım yok. Ya her yaşta ilginçsinizdir ya da değil.”
~ Katharine Hepburn