eller

Bu söz,  yani başlık, bir klişe. Levhalarda ve tebrik kartlarında, örnekleyicilerinde karşınıza çıkacak:

“Yaşlandım diye hayıflanmayın. Bir çok kişi tarafından reddedilen bir ayrıcalıktır, o.”

Bu düşünce başka bir yavan sözün arkadaşıdır, “Yaşlılık çok da kötü değil, alternatifini dikkate aldığınızda.”

Ve şu aktör John Derek’in 1049’daki filmi  Knock on any Door’daki : “Hızlı yaşa, genç öl ve cesedin güzel olsun,” açıklamasına bir tepki olarak alınabilir.

Derek’in karakterinin (ya da film yazarının) gerçekten bunu kastettiğinden şüphem var. Sanırım 17./18. yüzyılın taşlamacı, rahip, şairi Jonathan Swift pek çok insanın duygularını kavradı, bunlardan biri Swift’in ölümünden sonra350 yıldan fazladır sürüyor: “Herkes sonsuza dek yaşamak istiyor ama kimse yaşlanmak istemiyor.”

Bilakis bu duygu kuşaklar boyunca yalnızca daha da güçlendi; şimdi birkaç milyar dolarlık anti-aging endüstrisince ilerletilen ve desteklenen kültürel bir gerçeklik.

Beşikten beri her gün bize gri saçların, sarkık cildin ve yaşlılığın diğer kanıtlarının kötü, kötü, kötü ve belirgin olduklarında da inkar edilmesi gerektiğini söyleyen imajlarla, şakalarla ve reklamlarla beynimiz yıkanıyor.

Bize bakan herkese bizi mükemmelce iyi gördüğünden  onlara daha genç olduğumuzu düşündürtmek için yalan söylemeye, değilmişiz gibi yapmaya ve çok fazla para harcamaya ikna edilmişiz.

Yaşlılığın görünmesi önlenemeyince  insanların “yaşlı gibi ” demelerinin –her ne demekse- iltifat olduğunu düşünülüyor. Sırası gelmişken bir daha insanlar size bunu söylerlerse benim yaptığım gibi siz de onlara Gloria Steinheim’in  sözünü söyleyin:  (bu günümüzdeki 73′ lüklerin davranışı.”)

Yaşlanmaya yönelmiş bütün olumsuz enerjiler beni yoruyor. Hepimiz öleceğiz ancak A.B.D de, eğer 65’e gelebilirsek, hemen hemen 20 yıl daha yaşamayı bekleyebiliriz bu ise tam bir ortalamadır.  Diğer gelişmiş ülkelerdeki insanlar için  ömür uzunluğu beklentisi biraz daha bile yüksektir.

Ve evet, bu kadar süre boyunca burada olmak bir ayrıcalıktır çünkü bazı insanlar burada değil.

Pek çok arkadaş gençken öldü. Biri yalnızca 28’di. Diğeri 40 bile değildi. Bir üçüncüsü 42’ydi. Biri diğeri ki onunla yaşlılıkta aynı evi paylaşmayı planlamıştım, 52’ydi.

Her birinin nasıl bir yaşlı kişi olacağını görebilseydim harika olurdu. 60 larında, 70 lerinde ve daha sonralarında nasıl görünecekleri endişesiyle  ilgili  olmayacaklarını düşünmeyi seçiyorum ve onları iyi bilen biri olarak yanılmadığıma inanıyorum.

Onların –bildiğim bazı diğerleriyle birlikte- yaşlılığın nasıl bir şey olduğunu öğrenme şansları olmadı. Benim ve bu bloğu okuyan sizlerin çoğunun bu ayrıcalıkları var. Zamanı yaşlı değilmişiz  gibi görünmeye çalışmaktan kesinlikle daha iyi kullanabiliriz.

http://www.timegoesby.net/weblog/2014/07/the-privilege-to-grow-old.html

“Tırtıl tam da dünyasının bittiğini düşündüğünde kelebek olur.”
~ Anonim