primary_EB19831127PEOPLE40824003AR

Bir hafta önce bir okuyucu 77 yaşındaki aktör Jack Nicholson konusunda bir bağlantı yolladı.  İngiliz National Reports yazıyor;

“… o, yanı başında kimse olmaksızın ölümle yüzleştiğinden dolayı kendini yalnız hissettiğini itiraf ediyor.

“Bir Amerikan magaziniyle söyleşisinde Nicholson, 77, kötü davranışları ve kadın peşinde koşturmasının kendini yaşlılığında nasıl kendisiyle ilgilenecek bir kimsesi olmaksızın bıraktığını söyledi.”

Söz konusu magazin yalnızca üyelere tüm söyleşiyi açtığından ben ikincil raporlara dayanıyorum ve alıntılar doğru mu, bilmiyorum.
İngiliz Telegraph’daki söyleşiden başka ek alıntılar var. Aralarında:

“Son bir aşk yaşamayı çok isterdim ama olabileceği konusunda pek gerçekçi değilim. İnkar edemeyeceğim şey bu konuda arzulu olmam.

Bir partnere sahip olmak yalnız ölmeyeceğinizi garanti etmez ama sanırım Nicholson pek çok yaşlı kişi için konuşuyor. Ve kronik halde kadın peşinde koşmak ya da eşinizin ölmesi sizi yalnız bir yaşlılığa getir ya da getirmez, fark etmez her iki durumda da Nicholson çok arzulu.

Geçenlerde, bir okuyucu “yaşlanmanın karanlık yanı” deyimini kullandı ve Nicholson da çok sayıda yaşlı için acılı ve zor olan bu yönlerden birinin yasını tutuyor.

Tüm demografik ve bireysel nedenler yüzünden aktörle aynı fikirdeyim ki ileri yaşamda romantik bir arkadaş bulmak olası görünmüyor, olanaksız değil, ama olası değil.  Söylediğine göre birini aramak bile sorunlu, National Post’a göre:

“Artık toplum içinde kadınlara asılamam. Buna ben karar vermedim; yalnızca benim yaşımda uygun gibi gelmiyor.”

Yanı sıra, yaşlılıkta belki bu çabaya da değmez, The Telegraph’ın verdiği gibi :

“Şimdi Nicholson flört günlerinin bittiğini teslim ediyor ve evde oturup film izlemeyi tercih ediyor. ‘Kadınlarla yemeğe gitme tartışmasından bıktım,’ diyor. ‘Evimdeki yiyecekler daha güzel.’”

Söyleşinin tümü olmaksızın ve Nicholson’ın yıllar içinde verdiği ender söyleşileri hatırladığımda onları yeterince ciddiye almadığını biliyorum ama gene de bu alıntılar yaşlanmanın çıkmazlarından biri üzerine düşüncelerimiz uyandırdığından yararlı.

Kuşkusuz, pek çok şey aile ve arkadaşların olup olmamasına dayanıyor, ama gene de bu sayfalarda sık sık tartıştığımız gibi bunlar da zaman içinde değişiyor. Uzun yaşamanın ironilerinden biri sevdiğimiz pek çok kişiden daha uzun yaşamaktır.

Yalnız yaşamayı tercih eden bizler arasında, bir kaçı gerçekten yalnız yaşar. Her yaştaki insanlar çeşitli türde ve sıklıkta arkadaşlık arar ve bunun için fırsatlar yaşlılıkla azalır.

Ancak uzaktan bakınca, hoş bir yaşam yaşamış ünlü bir aktörün, diğer yaşlı insanlar gibi aynı çıkmazların birini itiraf ettiğini okumak biraz şaşırtıcı. Merak ediyorum da kaçımız, onun gibi dürüstsek eğer, “son bir romantik ilişkiyi ister?”

http://www.timegoesby.net/weblog/2015/01/growing-old-alone.html

 

 

“Pek az insan yaşlanmasını bilir.”
~ La Rochefoucauld