“…. Kötümser, duvar takviminden kopardığı her sayfayla, takvimin inceldiğini korku ve üzüntüyle gözlemleyen bir kişiye benzer. Öte yandan, yaşam sorunlarıyla hergün etkin olarak savaşan kişi, takvimden  kopardığı her sayfayı, arkasına bir kaç not düştükten sonra, eskileriyle birlikte titizlik ve dikkatle dosyalayan bir kişiye benzer. Sonuna kadar yaşamış olduğu hayat hakkında bu notlara kaydettiği bütün zenginliği gurur ve neşeyle yansıtır. Yaşlandığını farketse bile, bunun ne önemi olur? Gördüğü genç insanları kıskanması için ya da kaybettiği kendi gençliğine nostaljiyle bakması için herhangi bir nedeni var mı? Hangi nedenlerle bir genç insanı kıskanmak durumunda olsun?  Geleceğin genç insan için  sakladığı olasılıklar için mi? “Hayır, teşekkür ederim” diye düşünecektir. “Olasılıklar yerine, geçmişimde yaşadığım gerçeklerim var, yalnızca yapılmış işler, yaşanmış sevgiler gerçeği değil, cesurca yaşanmış acılar da. Her ne kadar kıskanılacak şeyler değilse de, bu acılar hatta en çok gurur duyduğum şeylerdir.”

Victor Frankle, İnsanın Anlam Arayışı

 

“Yaşlılık korkakların yeri değildir.”
~ Bette Davis