Demir kaplı midemle övünür, her hangi bir ülkede acı yiyeceklerin en acısını yiyip etkilenmeme konusunda herhangi biriyle yarışabilirim. Karnım ağrımaz. Stresim sinüs enfeksiyonlarında ve çeşitli kızarıklıklarda -noktalar, lekeler, kabartılar ve kırmızı renkli izler- açığa vurur. O Pazar günü topallayarak Café Milano’ya vardım ve sıcak su ısmarladım, altmış yaşında doğum ağrıları çektiğimi hissederek.

Oğlum Michael bir ay için eve geldi. Bu ailemizdeki herkes için sıradışı bir andı. Otuz dört yaşındaydı ve son on yıldır dışardaydı, tutkulu ve adanmış bir çocuk doktoru olarak.

Seattle pek uzak değildi ancak iki günden fazla nöbette olmadığı zaman enderdi. Onu görmek istediğimiz zamanlar değerliydi ve geldiğinde iyi bir ziyaret olması umuduyla gerilirdim.

Son, kısa ziyaretimiz zordu.

İlk gün iyi gitti. İkinci sabah yağmurda Seattle’ın dışındaki küçük bir şehre gidiyorduk ve arabada ruh halinin değiştiğini hissediyordum. Michael’a “Neden böyle oluyorsun?” diyen “bakış”ı yerleşti. Benim hissettiğim ise “Neden daha iyi bir anne olamıyorsun?” idi.

Bu kötü duruma nasıl girdik?

Bu dans öylesine tanıdıktı ki bu üzüntüyü tam olarak neyin tetiklediğine dikkat etmek zordu. Biz, birbirini seven ve hayran olan ve çok benzeyen ikimiz, kısa bir süre beraber olduktan sonra bu “güceniklik”  durumuna girmeyi becerdik, üstelik İKİmizin de ziyaretin iyi geçmesini istemesine karşın.

Ve bir kere girdiniz mi, çıkmanız zor. O gün durumun düzelmesi umuduyla ne söylediğimin önemi yok, arabadaki hava daha da kötüye gitti. Sonunda vazgeçtim ve geri çekildim. “Tamam, ne söylersem söyleyim onu rahatsız ettiğine göre susacağım”.  Bu benim için kolay değildi.

“İncinmiş ve savunmacı”, dedim kendi kendime. “Eğer, oğlumun benimle yapabildiği buysa –duygularımla başbaşa kalan ben- değmez! Neysem o olmamdan -ya da öyle davranmamdan-  hoşlanmayan hiç kimsenin etrafında olmak istemiyorum – sevdiğim biri olsa bile.”

Durumun değişmesi için tam olarak ne söylediğimi hatırlayamıyorum. Gerçeği söylemekle ilgiliydi – ikimiz için ne kadar zor olduğu. Kısa ziyaretin geri kalanı iyi gitti.

Şu anda Michael bir ay için Oakland’da Çocuk Hastanesinde. Daha çok zaman olduğuna göre olmamı istediği gibi bir anne olabilir miyim? Kafalarımızı birbirine çarpmadan birlikte olmak için yollar bulabilir miyiz? Başka bir dans öğrenebilir miyiz?

O sabah aptalcasına gereksiz birşey yaptım. Aptalca olduğunu bildiğim halde devam ederek.

Saat 10.00 a doğru mide ağrım başladı.

Bir çocuğu tekrar doğurtmadaki ilk girişimim –benim için sevgili olan bir ilişkiyi geliştirme- sarsıntılı bir başlangıçtı.

İlk günkü davranışımın aptallığı içimde bir şeyleri serbest bırakmış olmalıydı çünkü ben gevşemiştim, Michael gevşemişti ve duruma güldük. Bu ayı birlikte bir sınav haline getirmek istemiyorum. Burada olduğu için yalnızca memnun olabilirim.

Çocuğumla yaptığım bu ziyareti anlatmaya çalıştığımda“ördeklerimin hepsinin tek sıra olmasını istiyorum”dedi bir arkadaş. “Bütün ördekler tek sırada olmadıkça gerçekten mutlu olmuyorum.” Seni mutlu etmek için beklentilerinle dolu, küçük şişman ördekler.

Beklentilerle dolu küçük şişman ördekler.”

Ne harika bir yansıtma. Bir anne ve oğul arasındakilerin olması gerektiği “resim” şeklim benim şişman küçük ördeklerimdi – beklenti dolu.

“Beklentiler tanımlamalar olur” diye ekledi.

Günler geçtikçe iyi anne-oğul ilişkisinin olması gerektiğini düşündüğüm resmimden vazgeçmeye başladım. Oğlumun başlattığı uzun, ruh derinliği olan sohbetler hayal ettim; işiyle ve kız arkadaşı Harriet’le ilişkileri, çocuk yapma ve uzun vadeli amaçları konularında. Göz korkutan bir liste!

Michael’in iyi zaman geçirmesi yatağımızda TV açık olarak uzanmak, hafif küçük sohbetler yapmak, bazen Harriet’le Utah Milli Parka yaptığı gezinin güzel resimlerini göstermekti.

Gene de emin değilim o eski, kolay kolay değişmez kanaldan beni ne çıkardı, fakat bu kez, yargıç yoktu, ondan olduğu haliyle bütünüyle zevk aldım. Richard’ın meşgul olduğu geceler Michael ve ben çevredeki pahallı olmayan çeşitli Çin restoranlarına gittik.

Mükemmellik için uğraşma” diye salık verdi arkadaşım Mitzi. “Yeterince iyi olmaya çalışmak da çok iyidir.”

“Yeterince İyi” ebeveynlik  derslerimi almaya başlamıştım.

Beklentilerimdeki küçük değişim başka bir zamanda kabul edilemez olanları kabul etmemi sağladı. Bazı eski beklentileri azaltma hatta gitmelerine izin vermekte bir kayıp duygusu yok. Tam tersine. Küçük bir değişim yapmayı, istereyerek seçtim ve bu değişimin sonucu beni çok mutlu etti.

Günler uçarak geçti. Anlatmaya değer özellikte bir şey olmadı. Michael tatlı ve “kolay”dı ve gidişine hepimiz gerçekten üzüldük. Seattle’dan eve salimen döndüğünü söylemek için aradığında sesinde yeni bir yumuşaklık hissettim. Ya da belki yumuşaklık her zaman oradaydı. Fark, benim her zaman çok meşgul olmuş olmamda ve haşin bir yargının dırdırıyla ve bir dolu beklentiyle dikkatimin dağılmış olmasından dolayı bu tatlılığı duyamamış olmamdaydı.

Hepimiz beraber anladık ki bu kez  özeldi. Bu farklılığın neden gerçekleştiğini çözemedik ama hissedebildik.

*Sue Bender, The good enough mother. “Everyday Sacred. A woman’s Journey Home”

“Yaşlılık sizi bulmaz, siz yaşlılığı bulursunuz.”
~ Barbara Castle