Emekli olmayı ben istemedim ve eğer bana bağlı olsaydı, hala çalışıyor olurdum –yaptığım işi seviyordum.

 

İlk başlarda, “emekli” sözcüğünü ağzımda geveledim, fakat şimdi buna alıştım ve soru kağıtlarında emekli kutusunu işaretlemekten rahatsız olmuyorum. Daha da iyisi, beş yıldan sonra emekli olmakla ilgili bir dolu harika şeyin olduğunu da keşfettim.

Ne bir zamanlar aldığım kadar çok giysiye ne de onlara da o kadar çok para harcamaya gereksinimim var. Artık onları temizleyiciye göndermek de yok.

Her ne kadar kedim zorlaştırıyorsa da teorik olarak istediğim kadar geç kalkabilirim.

Yemek pişirmek için istediğim kadar çok zamanım var, dolayısıyla yiyecekten para attırabilirim.

Gün ortasında yorgun düşersem, kestirebilirim.

Herkesin işte olduğu saatte alışveriş yaparak kalabalıktan kaçınabilirim.

Aynı şekilde trafik yoğunluğundan kaçınabilirim.

Gün içinde sinemaya gidebilirim ve kalabalıktan kaçınabilirim.

Artık külotlu çorap işkencesi yok!

Eğer kitap iyiyse bütün gece uyanık kalıp okuyabilirim.

Artık hafta sonları evi temizlemek için acele etmek yok, hafta içine yayabilirim (hatta kimseyi beklemiyorsam iki hafta içine bile).

Herhangi başka bir şey yapılmadığından dolayı suçluluk duygusu olmaksızın sakince düşünceye dalmak için zaman var.

Artık zaman sınırlamaları yok . Ooops- bunu söyledim mi? Bu blog için her sabah saat 5.30 teslim zamanı ve yıllarca da çeşitli teslim tarihlerim vardı, onlardan rahatsız olduğumu sanmıyorum. Fakat fark şu ki, şimdi teslim zamanını ben belirliyorum ve ne kadar sıkı olursa olsun planıma uyuyorum.

Ayrıca, canım, günlerce, tüm günü hatta birkaç günü alabilecek geçerli bir çalışmayı gerektiren bir “gerçek ileti” yapmayı istemiyorsa, şimdi yazdığım gibi bir şeyi on dakika içinde çırpıştırabilirim.

Ronni Bennet, Time Goes By Blogcusu

http://www.timegoesby.net/weblog/2010/09/cool-things-about-being-retired.html

“Gençlik doğanın hediyesidir. Yaşlanmak ise sanat eseri.”
~ Walter Wincher