aging and wisdomBir süre önce bir arkadaşım bana bilge olduğumu söyledi. Kuşkusuz bu beni şımarttı. Ve memnun oldum. Ve öğle yemeğimizden sonra eve doğru araba kullanırken bunun doğru olmasını diledim, diledim.

Arkadaşım, sanırım (benden daha naziktir) o gün bendeki kısa süreli bir akıllılığı daha büyük bir şeyle karıştırdı.

Bilgelik, anlaşılmaz bir şey,  tanımlanması zor. Gördüğüm ya da işittiğim zaman biliyorum ve bazen hiç beklenmedik insanlarda ortaya çıktığını da biliyorum. Böyle durumlara  Albert Einstein’in  çok istemekle bilge olunmayacağını gösteren örnek bir sözü var: “her salak bilebilir, iş  anlamaktır.”

Benim zamanımdan az, pek az genç bilge kişi biliyorum –yaşlı ruhlar,  dilerseniz . Bilgeliğin yaşlılıkla gelmediğinden kuşkuluyum ancak yaşlılık gibi insan onu da başına gelinceye dek fark etmiyor. Ancak böyle olduğunu bilecek kadar da bilge değilim.

Bazı insanların bilgelik kavrmını nasıl anladıklarını merak ettim ve size göstermek için bazı sözler seçtim.

Men of Letters’ın en aksi kişisi H.L. Mencken’le  aynı fikirde olma eğilimindeyim:

“Yaşlandıkça yaşın bilgelik getirdiği bilindik doktirinine daha az güveniyorum.”

Oscar Wilde düşünce üzerinde benzersiz çarpıtmasıyla aynı fikirde gibi görünüyor….

“Herşeyi bilecek kadar genç değilim.”

Bu yakınlarda Doris Lessing de yaşlı bilgeliği fikrini bıraktı:

“Yaşlandıkça daha bilge olmuyorsunuz. Hırçın oluyorsunuz.”

Öte yandan C.S. Lewis bilgeliğe yakın bir şeyden haberdar:

“On yaşında hiçbir kitap gerçekte okunmaya değmez,  elli yaşında ya da ötesinde aynı  -ve genellikle daha da fazla- okunmaya değmez.”

Christopher Hitchens da benim gibi yaşla bilgeliği en azından eşleştirmede kuşkucu:

“En zoru da, kişi yaşlandıkça,  hikmetli düşüncelerin en istenmeyen ya da görünüşte olanaklı olmayan kaynaklardan gelebileceğini kabul etmektir ve galiba daha güvenilir kaynaklar insanı yanlış yere sevk edebiliyor.

Olanaklı olmayan kaynaklardan konuşurken, sunucu Craig Ferguson’un son geceki konuşma şovundan bir söz doğrudan bilgelikle ilgili değil ancak tutumu  zamanı geldiğinde onu olasılı aday yapıyor.

“Yaşlı olmaktan hoşlanacağım. Sanırım onda müthiş olacağım.”

Leo Tolstoy’un Savaş ve Barış kitabındaki bilemeyecek kadar cahil olduğum bir Yunan ya da  Romalı filozoftan alıntıladığı   şu sözünden kuşkuluyum ancak böyle olması onu daha az inandırıcı yapmıyor:

“Yalnızca hiçbir şey bilmediğimizi bilebiliriz. Ve bu da en yüksek insan bilgeliğidir.” 

http://www.timegoesby.net/weblog/2013/07/wisdom-and-old-age.html?

“Yaşlılık sizi bulmaz, siz yaşlılığı bulursunuz.”
~ Barbara Castle