?????????????…yaşlı bir kişi gördünüz.

Çünkü istatistikler öylesine şaşırttı ki beni;

“65 ve daha yaşlı Amerikalıların yalnızca üçte biri kendilerine tamamen bakmaya yetkin ve günlük yaşamlarını tamamen bağımsızca götürebiliyorlar…”

diye rapor eden yakın zamanlı bir araştırma konusunda yazı yazdım.

Yorumlarınızdaki tepkileriniz aydınlatıcıydı. Bazısı – nihayet- yaşlanmanın ne kadar zor olduğunu  dürüstçe görüyor. “İstatistikler yalan söylemez,” diye yazmış Vera.

“55 + dairelik bir apartman kompleksinde yaşıyorum ve bu bir yardımlı yaşam apartmanında yaşama gibi,” diyor Tuli Reno. “Alıntıladığınız rakamlar burada da geçerli olurdu.”

Fakat çoğu, kişisel deneyimlerinden, rakamlarda yanlış bulmuş. Colorado’dan Carol bize esin veren bir anekdot anlatıyor.

“Katlanan bir egzersiz bisikleti aldım. Sırtımı incittiğini fark etmeden önce bu bisikletle yaklaşık 8 km yaptım ve koridorun altındaki 95 yaşındaki komşuma sattım.”

İnsanların nasıl yaşlandığı konusunda  (bu gene de bir akademik çalışma) en çok neye inandığımı anlayan, yakında 89 yaşında olacak olan Darlene Costner’dı ve onun hoş tepkisini aktarıyorum:

“Çoğunuz 89 yaşında olma yolunda olduğumu ve ulaşımda başkalarına bağımlı olduğumu bilirsiniz. Onun dışında “kendi yolumda” götürüyorum.

“Daha yavaşım,  kendimi zayıf hissedersem yürüteç ya da kaldırımdan inme ihtiyacım olduğunda bir baston (evimde değil) kullanıyorum ve dışarıyı eskiden olduğu kadar bakımlı tutamıyorum. Bu beni tipik  bir yaşlı yapar mı?

“Karşılaştırma yapmak için kullanacağım iki komşum var. Birisi köpeğini günde iki kez yürütmeye çıkarıyor, evinin içini ve dışını yardımsız olarak kusursuz tutuyor ve kendisini kuvvetten düşüren bir hastalığı yok. Benden bir yaş daha genç.

“Diğeri oldukça eve bağımlı, ciddi bir sırt rahatsızlığı var, ulaşım için kızına bağlı ve haftada bir kez temizliğe gelen birine sahip. Buna karşın hala yemeğini kendi pişiriyor ve diğer her yönden kendine bakmaya yetkin. 97 yaşında.

“Başka bir arkadaşım var, kanserle savaşıyor ve kırklarında. Annesi yardımcısı olmasaydı olasılıkla bakım evinde olurdu.

“Yani bu dört kadından hangimiz bir istatistiğin titiz kutusuna gireriz. Benim demek istediğim her yaşta her çeşit farklılıkları bulabileceğimizdir.

Judith Draham, yaşlanmada uzmanlaşmış bir gazeteci, birkaç ay önce NewYork Times New Old Age Blog’da bu araştırma konusunda yazı yazdığını bana hatırlatmak için bir mail attı. Bu raporunda araştırmacıların yaşlıları böldükleri kategorileri daha da açıklıyor.

“Birincisi “başarılı uyum sağlayanlar”  evlerini değiştiren ya da etkinliklere nasıl yaklaşacaklar ve kendi başlarına nasıl daha iyi becerecekler. Banyolarına tutunma barları koyanları, baston kullananları, duşun altına oturak yerleştirenleri ya da işitme aygıtına güvenenleri ve aksi taktirde bozulmamış olan yaşlıları düşünün.”

Konuyu bu insanları “uyum sağlayanlar”  aksi taktirde “bozulmamış” görünenler olarak etiketleyen araştırmacılarla alıyorum.” Sanırım onlar “bozulmamış.”

Banyoda tutunma barları (başlangıçta yaşlılar için yaratılmış bütün yardım malzemeleri gibi) her yaştaki insan için iyi –herkes küvette ya da ıslak bir zeminde kayabilir. Bildiğim pek çok insan ve bazıları da o kadar yaşlı olmayan,  evden çıkarken  baston ya da yürüme sopası alıyor, desteğe gereksinimleri olduğundan değil, düşmelere önlem olarak.

Ve işitme aleti? Onu gerektiğinde gözlüğe ve katarakt ameliyatına olan gereksinim gibi sınıflıyorum: bir arabadaki aşınmış lastikleri değiştirmekten pek farklı değil.

Ve Times öyküsünün sonunda Graham’ın değindiği konu:

“Araştırmadaki beşinci gruptan ne haber –bazı türden yardım alan yaşlılar?” diye yazıyor. “Bazı uzmanlar onları bağımlı olarak sınıflıyor yardımcı teknoloji kullananları ‘bağımsız kategoriye’ sokarlarken.

“Ancak H. Stephen Kaye, California Üniversitesinde Sağlık Ve Yaşlanma Enstitüsünde bir profesör, bunun hatalı bir ayırım olduğunu söylüyor.

“’Teknoloji kullanmanın kişisel yardımcı kullanmaktan farklı olduğu fikriyle temel sorunum var,’ diyor. ‘İkisi de bir yardım alma yolunu temsil ediyor ve kişinin durumuna bağlı olarak engelliliğe başarılı bir destekleme olabilir.’”

Yorumlarınızı ve Graham’ın öyküsünü okuduktan artı bunu Çarşamba günü arkadaşlarla bir süre tartıştıktan sonra bu araştırmayı biraz daha düşündüm ve şimdi bunun için yazma zahmeti gösterdiğim için üzgünüm, çünkü defolu.

Özellikle, 5 noktalı yetkinlik- engellilik yelpazesi yaşlılığın nüanslarını kapsamaya başlamıyor, çünkü yaşlılık yaşamın herhangi başka bir aşamasından çok daha karmaşık.

Çok uzun zamandır insanların birbirinden büyük ölçüde farklı hızlarda yaşlandığı bilinir. Her ne kadar çocukluk gelişimi –yatakta kendi başına dönme, yürüme, konuşma, vb.- yaşamın bazı haftaları için tahmin yaptırır ve çocuğun bu öngörülere uyup uymayacağı endişesinin nedeni olabilirse de yaşlılıkta olana hiç benzemez.

Tersine, geniş bir yelpaze var; bazı 50 yaşındakilerin bir ayağı çukurda ve  bazı 90’lıklar sağlıklı ve aktif.

Dolayısıyla bu araştırma çok basit bir algıyla yapılmış ve 65 yaş ve sonrası insanlar için engellilik rakamlarını kabul etmeden önce yaşlılığın gerçeklerini daha iyi dikkate alan bir çalışmaya gereksinimimiz var.

Bu arada, tekrarlamalı: Eğer yaşlı bir kişi görmüşseniz, yaşlı bir kişi görmüşsünüzdür.

http://www.timegoesby.net/weblog/2014/02/if-youve-seen-one-old-person.html

“Ve bitirmek başlamaktır. Son, başlayacağımız yerdir.”
~ Eliot