Yaşlı insanların zayıf, güçsüz, cinsel hayat yoksunu ve külfetli oldukları yolunda  derinden yer etmiş sosyal önyargıları aşağıdaki bilgilerden daha iyi hiç bir şey yıkamaz:

Amerika’nın en iyi atletleri 1999 Ulusal Yaşlılar Oyunlarında yaşlılığı yeniden tanımlıyor. Büyükler olimpik altın koşusu başlıyor….

Öykü, rekor sayıda katılımcıyla 1999 Ulusal Yaşlılar Oyunlarının dünyanın en büyük atletik yarışı olduğunu söyleyerek devam ediyor. Kayıtlı atletler yelpazesi  baby boomerlardan, II. Dünya savaşı emektarlarına kadar. %25’ i 50’lerinde, %43’ü 60’larında, %26’sı 70’lerinde ve %4’ü 90’larında.  Florida’dan en yüksek sayıda katılımla (730) 50 Eyaletin hepsi temsil ediliyor…

Bu olay, John D. ve Catherine T. MacArthur vakfının yürüttüğü ve John W. Rowe, M.D. ve Robert L. Kahn’ın “Başarılı Yaşlanma” adlı kitaplarında rapor ettiği yaşlanma üzerine Amerika’nın en büyük araştırmalarıyla aynı paralelde.

Dr. Rowe and Dr. Kahn yaygın olarak bilinen aşağıdaki altı yanlış fikri niteliyor:

Yanlış 1. Yaşlı olmak hasta olmaktır.

Yanlış 2. Yaşlı köpeğe yeni oyun öğretemezsiniz.

Yanlış 3. At ahırdan çıktı.

Yanlış 4. Başarılı yaşlanmanın gizi ebeveynlerinizi akıllıca seçmektedir.

Yanlış 5. Işık yanıyor olabilir ama voltaj düşük.

Yanlış 6. Yaşlılar kendi ağırlıklarını taşıyamaz.

Toplum olarak yaşlanmanın olumlu yanından çok olumsuz yanına takıntılıyız. Gerçek ise, bilimsel kanıtların, bu basmakalıp düşüncelerin  uzağında olduğunu kabul etmekte yatıyor. Amerika bu yeni gerçeği 60 yaşın üstündeki  baby boomerların çok olduğu bu ortamda çabuk kavramalıdır. Yazar Theodore Rozak’ın söylediği gibi, “Gelecek olgunlarındır.”

MacArthur Vakfının yukarıdaki her bir klişeye karşı çıkan kanıtlarının özeti:

“Yaşlı olmak hasta olmaktır.”

Araştırma bulguları yaşlı insanların yıpranıp bağımlı olmaktan daha çok, iyi yaşlandıklarını saptadı. Aslında, nisbeten az sayıda yaşlı insan huzur evlerinde yaşıyor, % 5.2 ki, bu oran 1982’de 6.3 dü. 65-74 yaşlar arasındaki insanların %89’u hiçbir engelliliği rapor etmemiştir.

Araştırma yaşlı Amerika’lıların genellikle sağlıklı olduğu sonucunu çıkarmıştır. Yaşlılığın ileri aşamalarında bile, yaşlı insan topluluğunun büyük bir çoğunluğunda az bir fonksiyonel maluliyet vardır ve malul oranı zaman içinde azalmaktadır. Bunun çoğu 20. yüzyılda akut enfeksiyonlu hastalıklardaki büyük azalma ve yüksek kan basıncı ve yüksek kolestrol  ve sigara içme gibi kronik hastalıklarda yakın zamandaki düşüşten dolayıdır.

“Yaşlı Köpeğe Yeni Oyun Öğretemezsiniz”

Araştırmalar yaşlı insanların  yeni şeyler öğrendiğini, öğrenebildiğini göstermektedir. Üç anahtar faktör yaşlılıkta güçlü zihinsel fonksiyonu geliştirir: (1) düzenli fiziksel etkinlik; (2) güçlü bir sosyal destek sistemi; (3) yaşamın getirdikleriyle başa çıkabilme yeteneğine inanma.

Bildiğimiz gibi, yaşlı insanlar gençliklerinde bilinmeyen uygulama ve donanımları –yiyecek işlemcileri, microwave ocaklar, ATMler ve hatta VCR programlarının gizemlerinde ustalaşma- düzenli olarak kullanmayı öğreniyorlar. Ve şimdi de benzeri görülmemiş çoklukta bilgisayarı benimsiyor, ayrıntılı web materyali kullanmayı tartışıyor. Bunların yanısıra, bir miktar biliş kaybı olan yaşlı insanların, uygun çalışmalarla ortalama yirmi yıllık bellek kaybını yeterince düzelttikleri keşfedilmiştir.

“At ahırdan çıktı”

Klişe bir varsayım, “eğer yaşlıysanız, sigara, içki, yağlı yiyecekler ve egzesiz yokluğu gibi yaşam boyu riskli yaşam tarzlarını ve alışkanlıklarını tersine çevirmek için çok geçtir” der. Hasar oluşmuştur ve kötü alışkanlıklar sürekli olarak yerleşmiştir. Sigara, içki, yağlı yiyecek ve egzesiz yokluğuna bağlı zayıflıklar genellikle yaşa bağlı olarak kazanılır.

Gerçek şu ki, doğa olağanüstü bağışlayıcıdır.Bilinen bir gençlik iksiri kesinlikle yoktur. Bilimsel çalışmalar en büyük yaşlanma karşıtı iksirin iyi eski temiz yaşam olduğunu saptamıştır.

Sigara içenlerdeki kalp ve inme riskinin sigarayı bırakır bırakmaz, ne kadar içtiğinize bakmaksızın azaldığı iyi bir şekilde kanıtlanmıştır. Yaşlı insanlar üzerine çalışmalar yüksek kan basıncı tehtidinin diyette, egzersizde ve kiloda değişiklik yapılarak azaltıldığını gösterir.

Yani, fiziksel etkinlikle, zihinsel uyarılarla, alışkanlıkları değiştirerek ve süregelen duygusal destekle at ahıra geri sokulabilir.

“Başarılı yaşlanmanın gizi ebeveynlerinizi akıllıca seçmektedir.”

Yaygın inancın tersine MacArthur Vakıf Araştırması fiziksel yaşlanmanın yalnızca %30’unda genlerin suçlanabildiğini keşfetmiştir. Kalıtımın genelde varsayıldığı gibi yaşlanmada güçlü etkisi yoktur. Bu sonuç İsveç’te eş olan ve  olmayan yumurta  ikizleri üzerinde yapılan çalışmalardan elde edilmiştir.

Üstelik, yaşlandıkça genetik kalıtımın önemsizleşleşen fakat çevre ve yaşam tarzının önem kazanan  faktörler olduğu ortaya çıkarılmıştır. Nasıl ve nerede yaşadığımız kalp, bağışıklık sistemi, akciğer, kemikler, beyin ve böbrekler dahil organ fonksiyonunda en önemli etkiye sahiptir.

Sigara içmemek, iyi diyet, egzersiz ve yaşama katılmak kalıtımla geçen özellikler değildir. Kısacası, yaşlılıktaki durumumuzun büyük bir kısmının sorumluluğu bizim. Yaşlandıkça zihinsel ve fiziksel yeteneklerimizi geliştirebiliriz.

“Işık yanıyor olabilir, ama voltaj düşük”

Yine yerleşmiş bir klişe: yaşlı kadın ve erkekler fiziksel ve zihinsel yetersizlik rahatsızlığı çeker. Bu varsayımın kesin açıklaması ileri yaşlarda cinsel ilgi ve etkinliğin ender olduğu ve uygun olmadığı inancındadır.

Evet, yaşlandıkça cinsel etkinlikte düşüş olur. Bununla beraber, gerçekte, kültürel normların, sağlığın ve cinsel ve romantik bir eşin olup olmamasının belirlediği çok fazla bireysel farklılık vardır. Kronolojik yaş en kritik faktör değildir.

Günümüzdeki Viagra düşkünlüğü cinsel zayıflamanın yaşlılar arasında yaygın olduğu düşüncesini gidermelidir. Gerçekten de 1953’deki Kinsey raporu 68 yaşındaki erkeklerin % 70’inin cinsel olarak aktif olduğunu buldu, günümüzden daha tutucu ve daha az sağlıklı bir zamanda.

“Yaşlılar kendi ağırlıklarını taşıyamaz”

Başarıyı ölçmede toplumumuz bedeli ödenmemiş işi saymaz. Varsayım, para için çalışan herkesin kendi ağırlığını kaldırdığı yolundadır. Bunu yapmayanlar yüktür. Parası ödenmeyen üretim aktivitesi, topluma katkıyı ölçmede eşitliğin bir parçası değildir.

Yine de daha geniş anlamda, çoğu yaşlı insan üretkendir. Üçte biri para karşılığında, diğer üçte biri kilise, hastane ve yardım kurumlarında gönüllü olarak ve diğer parçadakiler de aile bireylerine, arkadaş ve komşulara resmi olmayan şekilde yardım sağlamada.

Yaşlı insanlara para karşılığı iş için eşit şans tanınmaması bir engeldir. Toplu işten çıkarma ve birleşmelerde ilk gidenler, emekliliğe zorlamak yasal olmasa da, yaşlı çalışanlardır. İş aramada  yaşlı insanlar pasif olarak görülür.

Günümüzde milyonlarca orta yaşlı insan iş yapmaya hazır, istekli ve yetkin. Yaşlı insanların alıkonması ve işe alınmasında israrlı işverenler onların ihtiyaçları karşıladığını ve onları aştığını ve tabloya değerli içgörü ve deneyim getirdiklerini bilir.

Özetle;

Onlarca yıldır yapılan araştırmalar Amerika’da yaşlı olmanın hasta ve zayıf olmak demek olduğu safsatasını yıkıyor. Yaşlı Amerika’lılar genellikle sağlıklı. Fiziksel ve bilişsel olarak fit olmanın artışında bir hızlanma var. İleri yaşta bile yaşlı topluluğun büyük bir çoğunluğunda az bir maluliyet var, o da zamanla azalıyor. Uzun ömürle birlikte daha az hastalık yıllara yaşam ekliyor, yaşama da yıllar.

Seniors Aging Well, Wisely and Successfully, www.go60.com/myths.htm

 

“İnsanlar yaşadıkça yaşlandıklarını sanırlar. Halbuki yaşamadıkça yaşlanırlar.”
~ İskoçya Atasözü