OLGUN ZİHİN, Yaşlanan Beynin Olumlu Gücü* (8).

Gene Cohen.

Çalışmaktan dolayı kendimi yorgun hissettiğimi hiç hatırlamıyorum, ama aylaklık beni tamamen tüketir.~  Arthur Conan Doyle.

Bazı Ön Sonuçlar:

Araştırmamın ortaya çıkardığı emeklilik resmi toplumumuzda yaygın olan düşünce ve mitlere tamamen ters. “Emeklilik”, söyleşi yaptığım insanların gerçeğini tanımlamıyor. Bu insanlar her şey olabilir ama “inişte” değiller. Aslında çoğu önceden tırmanılmış tepeleri inmek yerine yeni tepelere çıkıyor. Yeni bir kişisel keşif duygusuyla şarj olmuşlar. Tam zamanlı çalışmanın sona ermesi, çocukların evden ayrılışı ya da hatta eş ya da yakın bir arkadaşı kaybetme ya da hastalık gibi değişikliklerde potansiyeli sömürmede benzersiz yollar buluyorlar…

Çalışmamda emeklilik dönemindeki (60-90 yaş) katılımcıların %37’si yalnızca kısmen emekliydi. Bu sonuç Phyllis Moen’un  50-72 yaşlarındaki emekliler üzerinde yapıtığı çalışmanın sonuçlarına benziyor. Daha genç bir emeklilik grubunda ise kısmen emekliler %44 olarak bulundu. Bunlar, ya yeni bir işte ya da mevsimlik bir işte yarı zamanlı olarak çalışmaya devam ediyor. Söyleşi yaptığım 75 yaşın üstünde kadın erkek, fark etmeksizin, yarıdan fazlası uygun bir iş olduğunda çalışmak istediklerini söyledi. Bu, bir çok orta yaşlı insanın emeklilikte işsiz kalmaktan dolayı tatminsizlik yaşadığını gösteriyor.

Geleneksel emeklilik kavramının bir yönü daha çok kullanılabilir  kişisel zamanın  olduğu gerçeğidir. Çalışmamdaki insanlar tam zamanlı olarak çalışmak zorunda olmamanın, her gün çocuklara bakmak zorunda olmamanın  hayatlarını daha önce hiç deneyimlemedikleri şekilde  incelemek, değerlendirmek için onlara zaman bıraktığını söyledi. Daha az stres ve baskıyla yeni seçenekleri ve yeni deneyim olan aktiviteleri araştırıyor ve zamanlarının ve kendilerinin daha çok patronu olmanın kendilerini ne kadar yetkin hissettirdiğini  söylüyorlar.

Ders 1: Bir Plana Gereksinim

Emeklilikle yüzyüze olan birçok insan hayatın bu temel geçişi için herhangi bir plan yapmıyor. Ekonomik bir plandan söz etmiyorum,çünkü bu birçok insanın genç yaşlarda düşünmeye başladığı bir konu. Ben, sosyal olarak nasıl aktif kalacağınızı, zamanınızı nasıl harcayacağınızı, hangi büyük amacın peşine düşeceğinizi ve hayatınızın bu fazında elde ettiğiniz fazla zamandan nasıl tam bir avantaj elde edebileceğinizi planlamaktan söz ediyorum.

Bazı insanlar önce kendi geçiş dönemlerini deneyimlemek ve sonra yeni yollar planlamak istiyor. Ata sözünün dediği gibi ‘ne bilmediğimizi bilmiyoruz’. Emekliliğe araştırarak, uğraşarak ve bize uyan şeyi bulana kadar onu bunu deneyerek girebiliz. Aktif bir araştırma döneminden sonra emeklilik için odaklanacağınız bir plan bulur ya da bulmazsınız.

Ders 2: Toplum Altyapısına  Gereksinim

Kötü planlama sorunuyla ilişkili büyük bir boşluk da toplumların insanların ilgi ve becerilerini yerel gereksinimlerle karşı karşıya getirmede sağlanması gereken  yardımdadır. Olağandışı uzmanlığı olup da onunla nerede yardım edebileceğini  bilmediği icin becerilerini kullanmayan birçok insan gördüm.Toplum liderleri ve politikacıların bu karşı karşıya  getirme işinde emeklilere yardım etmek için fırsat ve sorumlulukları olduğunu düşünüyorum. Bunun sonucu herkes için iyi olurdu.

Ders 3: Dengeli Bir Sosyal Portföye Sahip Olmanın Değeri

Birçok orta yaşlı erişkinin sosyalleşmesindeki dengesizliğe şaşırırım. Bazıları grup aktivitelerinden yararlanabilecekken zamanının büyük bir kısmını yalnız geçirir. Diğerleri de tamamen aktiftir- daima giderler, giderler ve giderler; bunlar da aslında bazı enerji gerektirmeyen etkinliklerin kendilerini yetiştirmesinden, geliştirmesinden yararlanabilir. Oldukça az insan daha önceki bölümde anlattığım gibi iyi dengelenmiş bir sosyal portföye sahip.

Ders 4: Zamanla Daha Çok Katılım

Üç yıllık çalışmanın ilk yılı sırasında herbir katılımcının katıldığı aktivite sayısını izledim. Ve aktivite düzeyinin zaman içinde artma eğilimi olduğunu bulduğuma  şaşırdım. Aslında, birçok konuk  üçüncü yılı en büyük sosyal katılımın olduğu yıl olarak rapor etti. Ve çoğu üçüncü yılın diğerlerine göre en iyi yıl olduğunu rapor etti. Burada çalışmanın teşvikinden çok katılımcıların daha fazla sosyal bağlantı ve zihinsel uyarı araştımak için kendi iç tepkilerine uyuyor olmaları var.

Ders 5: Uzun-Süreli Aktivitelerin Değeri

Bir etkinliğin süresinin etkinliğin doğasından daha önemli olduğuna ilişkin kanıtlar buldum. Diğer bir deyişle, örneğin, düzenli olarak bir araya gelen bir kitap kulübü,  insanın iyiliğine, aynı sayıdaki tek seferlik aktivitelerden  -sinemalar, konferanslar ve gezilerden- çok daha fazla katkıda bulunur. Uzun-süreli ve tekrarlanan aktiviteler yeni ilişkiler kurmada ve yeni arkadaşlıklar oluşturmada daha iyiler. Yani, dengeli bir sosyal portföy kısa, enerjik olmayan aktivitelerle diğer insanları da katan  ve direnç  gerektiren programları içerir.

Ders 6: Yakın İlişki Kurmanın Zorluğu

Önceki bulguya bağlı olarak diğer bir eğilim: yeni arkadaş bulmada, özellikle de– kişisel konularınızı, problemlerinizi, korkularınızı ve mutluluklarınızı rahatça konuşabileceğiniz-  yeni yakın arkadaş bulmadaki zorluktur. En azından bir – ve tercihan daha fazla sırdaş sahibi olmanın akıl sağlığı ve direnç için anahtar etken olduğunu araştırmalar göstermiştir.

Bu konuda önerebileceğim umutlu bir gözlemim: Yeni arkadaşlıklar oluşturmak ve yeni sosyal bağlantılar kurmak kendi kendini güçlendiren bir olgudur. Ne kadar çok insanla karşılaşırsanız, o kadar çok insanla karşılaşırsınız! Tek bir gruba katılmak sizi diğer bir araya gelme haberlerine açar. Bu tür sosyal çapraz-döllenmeyi sık sık görürüm.

Ders 7: Geri Vermenin Önemi

Emeklilik hakkında sorduğum en düşünce kışkırtan soru “Yaşamda size anlam duygusu ya da amaç veren nedir?” sorusudur. Neredeyse evrensel yanıtı ise “bir katkıda bulunma ya da diğerlerine yardım etme” şeklindedir. Bu tepkiyi bütün gelir düzeylerinden, bütün ırklardan ve bütün kültürel alt yapılardaki insanlardan duyarım. Bu temel olarak yardım eden asil insan tepkisini gösterir: daha büyük bir iyiye katkıda bulunma. Bu geri verme tepkisi özellikle yaşlanma mücadeleleriyle yüzleşmenin sonucu kendi ölümlülükleriyle ilgili olarak insanların algıları ve  değerleri değiştikçe daha keskin hale gelir. Ancak herkes bu istekle hareket etmez çünkü genellikle nereye yardım yapabileceklerini bilmez…..Böyle bir istek var ve büyük bir kaynak oluşturuyor.

Araştırmamdaki anlamlı gönüllü deneyimler ya da diğer “geri verme” yolları bulan katılımcılar emeklilikleriyle ilgili olarak en tatminkar olanlardı. Emeklilikte tatminsizlik yönünde en riskte olan grup dünyada farklılık yaratan bir kariyerde olup da emeklilikte aynı doluluk duygusuna ulaşmayı zor bulanlardır. Emeklilik öncesi planlama programına en çok gereksinimi olanlar bunlardır. Pek az toplum yetenekli emeklileri gönüllü toplum deneyimleriyle bağlayacak araştırmalar yapıyor. Maryland’da Senior Leadership Montgomery adlı grup okullara, kütüphanelere, mahkemelere yardım amaçlı belirli gereksinimleri karşılayan  öğrenme programları ve  toplum aksiyon projeleri düzenliyor. Emekli olsun ya da olmasın elli beş yaşın üstünde,  bilgeliğini kendileri gibi bir farklılık yaratmak isteyen insanlarla paylaşmaya açık olan herkese açık…

Ders 8: Yaşam Boyu Öğrenmenin Önemi

Verilerimden belirgin ve net bir şekilde ortaya çıkan diğer bir mesaj da yüksek değerli çoğu emeklilik yaşındaki bireylerin eğitim, tebliğler, seyahatle ilişkili eğitim programları, atölye çalışmaları, kulüpler ve diğer gruplarla öğrenmeye yaşam boyu yatırım yapmış olanlar olduğudur.

Devam Edecek…

*Özet: The mature Mind. The Positive Power of the Aging Brain,  G.D. Cohen, 2005, 232 s., Basic Books, New York

“Yaşlılık korkakların yeri değildir.”
~ Bette Davis