Elli olmakla ilgili duyduğunuz bütün harika şeyler doğru. Kendinize göre yaşama fırsatı  –belki de hayatınızda ilk kez- hiç beklemedik, çok ödüllendirici ve şaşırtıcı bir özgürlük duygusunu ortaya çıkarıyor. Elliden sonrası yaşamın iniş kısmı? Evet, söyleyelim mi… orta derecede endişelendirici durumlar var. Kesinlikle iyi bir makyaj paleti,  kusurları kapatan bir gardrop ve ince bir mizah duygusunun halledemeyeceği bir şey değil:

  • 50’yi geçtiğimden beri, maskara kullandıktan sonra belirli bir süre gözlerimi yere dikiyorum ki açtığımda göz kapaklarımda iz bırakmasın.
  • Büyükanne -dalgalı- kollar  kolların üst kısmıyla ilgili gerçeği söyler, saklanamaz.  Elli yaşından sonra herhangi bir noktada bu korkutucu duyguyu deneyimlediğinizi, azıcık da olsa, reddediyorsanız  olasılıkla inkardasınız!
  • Gözlüklerim: Birdenbire onlara daha çok ihtiyacım var ve daha sık kaybediyorum. Gözlükler konusunda bugünlerde kararsızım. Ne kadar modern, dikkat çekici ya da modalarının geçmeye başlamış olup olmalarının bir önemi yok?
  • AARP (Amerikan Emekliler Derneği) bir süredir nazikçe yaşımı takip ediyor gibi görünüyor. Sihirli günden çok önce posta kutuma  çağrılar yollamaya başladı, bütün dünyaya altın çağa yaklaştığımı duyurarak (hımm, en azından postacım). Yaklaşan kilometre taşı yaş günümü tüm halkın duymasını durdurmak için onlara katıldım, yalnızca okuma zevkim için  büyük kuşe kağıtlı AARP Magazinlerini almaya başlayabileyim diye (Magazinleri sevmemin önemi yok, bu önemli değil!)
  • Eski bedenim kayboldu…gören var mı?

http://www.fiftyisthenewforty.net/articles/5things.php

 

“Diğer seçeneği düşünürseniz yaşlanmak çok da kötü değil.”
~ Maurice Chevalier