35 yaşındayken kendime baktım ve önceki güzel görüntümün tam da dediğim gibi, öncede kaldığına karar verdim. Otuzu devirdiğimden beri beş kilo aldım, gözlerimin etrafında kaz ayakları görünmeye başladı ve cildim o gençlik dolu parıltısını kaybetti.

42’de, yaşlanan aynı yüzü incelediğimde saçlarımın parlaklığını kaybettiğini, üst göz kapaklarımın düşmeye başladığını, kaşlarımın azaldığını ve göğüslerimin bir zamanlar olduğundan daha az canlı olduğunu algıladım.

50’de görüntüler departmanında cehennemin kapısı açıldı. 50 yaş üstündeki hanımlar için makyaj tasarımlarına bakmaya başladım. Boynumda ciddi derecede tavuk boynu kırışıklıkları gelişti, kalçam  sarktı, dudaklarım ve kaşlarım kayboldu. Kırklı yaşlarımdaki resimlerime baktım ve o yaşlarda ne kadar çekici olduğumu görerek şaşırdım.

57’de de bir fark yok. 50 yaşımdaykenki videolarımı izliyorum ve keşke şimdi de o zamanki cildim ve gözlerim olsaydı diyorum. Her yaşta bir zamanlar var olan bir çekiciliğimi yitiriyorum sanırım. Sonraki aşamada da geriye bakıyor ve o zaman ne kadar iyi göründüğüme inanamıyorum, o zamandan bu yana olan değişiklikler ne kadar yıkıcı.

Bu, 70 yaşında olduğumda da, 57’ deki halime bakıp ne kadar iyi göründüğüme hayret edeceğim anlamına gelir sanırım. Ve 80’deyken de 70’deki halime …. Sanırım 90’ımda kendimi öteki benlerimle karşılaştırmayı durduracağım ve kırışıklıklarımı ve gıdılarımı iyi yaşanmış bir hayatın işaretleri olarak kucaklayacağım. Ya da değil.

Kibirimiz öylesine içimize işlemiş ki, yok olacağından asla emin değilim. Hayranlık duyduğum annem ince bir bel çizgisi yaratmak için her kıyafete kemer takar. Saçını problem yapar ve departman storlardan dönüştürücüler almaya bayılır. Bir zamanlar küçük, sevimli, seksi bir şeydi –ve kendi kafasında hala öyle. Tam benim kafamda olan gibi, ben hala 29’um –benim için iyi bir yaş. O zamanki kadar seksi ve sevimli hissediyorum kendimi. Yazık ve açık olan şu ki, bir yere girdiğimde, erkekler artık beni “istemiyor”, tamamen aldırmıyor değillerse de, saygı duyuyorlar. Saygı güzel birşey. Bilgelik ve güven de öyle.

Bette Davis “Yaşlılık çıtkırıldımlara göre değildir” demiş. Fakat, ne olduğunu biliyorsunuz? Tekrar genç olmaktan daha kolay. Artık kaybedilmiş aşklar ve kariyer hayal kırıklıkları için ağlamayacağım. Artık raket oyununda kazanmak ve olmadığım şeyler için kendimden nefret etmek zorunda değilim.

Değişiklikler olmaya devam edecek. Ben de geriye bakmaya ve şimdiki yaşımdan önceki bütün yaşlarımda neden kendimden hoşnut olmadığımı merak etmeye devam edeceğim. Ancak, her yeni aşamada da olduğum yeni kişiyi kucaklayacağım: daha akıllı, daha dengeli, kendine güvenen kadın, bir bel çizgisi yaratmak için blazer ceketlerine kemer takan ve erkeklerin onu hala SEKSİ bulmasını dileyen kadın!

www.wellpast50.com

“Neşe ve kahkaha olduktan sonra varsın kırışıklıklar gelsin.”
~ Schakespeare