Böyle bir başlıktan Dr. Mehmet Öz’ün verdiği bazı diyet ipuçları bekliyorsunuz, değil mi? Bu yazı için bana iki şey esin verdi:

Birincisi, bu sabah plaj boyunca bir yürüyüş yaptık ve kendimi su boyunca geniş bir şekilde yerleşmiş evlerde yaşayanlar kim diye merak ederken buldum.  Fakat daha iyi soru şu: neden insan bu kadar geniş yere ihtiyaç duyar? Bu tür bir yaşam tarzını sürdürmek için  ne kadar enerji gideceğini düşünmekten kendimi alamıyorum, beden ve zihinde yaptığı stresi de söylemiyorum.

İkincisi, yedi mil kadar içerde nisbeten alçak gönüllü kendi evimize döndüğümüzde laptopumu açtım, Seth Godin’in bloğuna girdim ve çoğu zaman olduğu gibi bana hitap eden bir yazı buldum. Daha hafif yaşama hakkındaki bir yazı üzerinde yapılandırılmıştı. Dolayısıyla, laptop, printer/telefon, faks, lamba, diğer bir telefon, rolodeks, kalem kutusu, çoğunu hiç kullanmıyorum, tel zımba, onu bunu tutturmak için gereçler, nane şekeri kutusu, post-it notları.  Sonra masanın altındaki karmakarışık kablolar, yerde kağıt dosyaları yığını… devam etmeyeyim.  Mide bulandırıcıyım.

Yaşlandıkça farkına vardığınız şeylerden biri doyum için gerçekte ne kadar az şeye ihtiyacınız olduğudur. Ilıman bir iklimde, daha da az: şort, t-shirt, sandaletler ve giyindiniz.  Bir parça meyva, yarım dilim ekmek ve çay ve kahvaltı tamam. İyi bir kitap, iyi bir sohbet, doğada bir yürüyüş – daha iyi ne olabilir? Thoreau’nun öğüdü (Sadeleşin! Sadeleşin!) bugünlerde kulağımda daha yüksek olarak çınlıyor ve kendimi her hafta posta kutuma gelmeye devam eden “hayat güzeldir” kataloglarından daha az etkilenme eğiliminde buluyorum.

Linki okuyun ve benimkinde yaptığı gibi sizin de kafanızda bir yer açtı mı, görün –başlamak için doğru yer.

Live long, lighten up. 2young2retire

“Tırtıl tam da dünyasının bittiğini düşündüğünde kelebek olur.”
~ Anonim