Bugünkü yazının başlığı (ama soru işaretiyle) on gün önce New York Times’ın okuyucu bölümünde avukat ve romancı Louis Begley,78 yaşında,  tarafından yazılmış bir yazıdan kelimesi kelimesine alınmıştır. Bazı dikkat çekici alıntılar:

“Özellikle annemin uzun dulluğu sırasında, hiç bir engel olmaksızın hayatımı işgal edeceğinden korktum, kurtardığı hayatı. Onun ihtiyaçlarını gözeten sorumluluk sahibi bir çocuk oldum ama önce isteksiz ve sonra da şefkatli olamayan.

“Annemin beden yaşlanması ve hastalığından kaynaklanan son yıllardaki düşüşünü daha da öne çeken kırıp geçirme nefretim ve rahatsızlığım hiç kuşkusuz ailemde mutlu yaşlı örneği olmamasıyla bağlantılıdır.”

Begley, annesinin perişan yaşlılığını anlatmaya devam ediyor (bunun annesinin algısı olup olmadığını bilmenin bir yolu yok) ve bunu hafifletmek için az şey yaptığını itiraf ediyor:

“Central Parkta bir bankta oturmayı ve yüzünü güneşe tutmayı severdi. Bu alçak gönüllü zevk de terk edildi; yürüteçle yürüme usulünü öğrenemedi.”

“Schmidth Hakkında” adlı romanından Jack Nicholson’ın baş rolünü oynadığı bir film yapılan, romanın kahramanına ve filmin  devamlarına gönderme yaparak Begley  New York Times okuyucu sayfasında yazıyor:

“..bir dükkanın vitrininde yüzünün yansıması korkutucudur: kırmızı bir burun ve kanlı gözler, lekeli ve eğri büğrü dişlerinin üstünde büzgülü dudaklar, öyle kasvetli ve kederli bir ifade ki gülümseme çabalarına direniyor.

“Kendi cazibemi taktir edişim de fazla farklı değil. Schmidt gibi yolun sonunda iyi olan hiçbir şeyin beni beklemediğini görüyorum…”

Begley’in yazısını en az altı kez yavaş ve dikkatli bir şekilde okuduktan sonra bu adamın yaşlılıktaki kendi “ümitsizliği ve kederi”  tanımını anlamaya çalıştım. Başlangıçta ona ancak acıdım ve sonra da kızdım.

Kuşkusuz kendi azmi ve yeteneği olan şeylerin değerini alçaltmadan söylüyorum,  Begley sıra dışı şanslı bir hayat sürmüş: Nazi ölüm kamplarından onu kurtaran bir anne; harpten kurtulma ve babasına kavuşma, A.B.D’ye göç, Harvard’ta eğitim, uluslararası yazarlığının beğeniyle kabul edilmesinin yanı sıra başarılı bir hukuk kariyeri.

Bu kadar avantajları olan birinin görünene,  şu ana kadar, bakılınca rahat bir yaşlılıktan şikayet etmesini tatsız ve saldırgan buldum.

Ve New York Times editörler kurulunun bütün güçsüzlüklerle cesaret ve zarafetle mücadele eden çok daha az avantajlı yaşlıların öykülerini vermek varken bencil, sert bir yaşlı adamın öyküsünü aydınlatmasını aynı şekilde tatsız ve saldırgan buldum.

Güncelleştirme: Bunu yazdıktan sonra New York Times editörlüğüne Begley’le aynı fikirde olmayan 4 okuyucudan daha mektup geldi. Ben özellikle geriatrist ve Alzheimer İlaç Keşfi Vakfının Direktörü Howard Fillit’inkini sevdim:

yaşlılık hiçbir zaman gençliğin ölçüleriyle ölçülmemelidir. Yaşlılığa ve hatta düşkünlüğe uyumsuz olandan çok uyumlu bir karşılık mümkündür. Kişisel olarak ben bir gün 95 yaşında olmayı ve kendi yaşımdaki güzel bir kadına aşık olmayı umuyorum.”

Ronni Bennet http://www.timegoesby.net/weblog/2012/03/age-and-its-awful-discontents-.html

“Uzun bir ömür için dua eden fakat yaşlılıktan korkan aptallarız.”
~ Çin Atasözü