“What a drag it is getting old” diyen şarkıları dinliyoruz. Magazinler ve TV’deki modeller -herkes ortalama 18 yaşında gibi olsunlar istiyor- anti-aging kremlerinin  nasıl da mükemmel iş gördüğünü anlamak bakımından şaşırtıcı! Egzersiz ve diyet yaparız, fazla güneşten kaçınırız, vitaminler alırız ve “doğru giysiler” giyeriz. Genç kalmak için yapmamız gereken her şeyi yaparız. Neden? Bizim “gençliğe” bu kadar yoğun bir şekilde odaklanmamıza yol açan şey nedir? Dürüstçe söylemek gerekirse,  bize devamlı olarak nasıl görünmemiz gerektiğini söyleyen ve mutlu olmak için ne istememiz gerektiğini dikte ettiren medya bombardımanı olmasaydı işler farklı olurdu.

Gençlik için bir zaman var ve bu gerçekten harika bir zaman. Ancak gençliğin ötesine ve yaşamın kalan kısmına  ve onun bütün sunmak durumunda olduklarına geçme zamanı da var.

Geçmişte yaşamaya çalışma başarısızlıkla sonuçlanmak zorunda. Kendimizden başkasıymış gibi davranmak sonuçta kimseyi kandıramaz. Ve ne,  bilirsiniz? Yaşlanmak harika bir şey.  Kuşkusuz ağrılar,  acılar ve bellek mücadeleleri olmadan yaşayabiliriz ancak bunların ötesinde yaşla olgunlaşan, yanlışlarından öğrenen, hayatta en eğlenceli şeyin ne olduğunu çözmüş ve yaşamda hiçbir şeyin mükemmel olmadığını kabul etmiş olan bir benlikle zaman geçirmeliyiz. Takılmak için ne cool bir kişi!

Yaşlı yeni gençtir.

Bundan sonra  ve gelecek 19 yıl için, 10.000 kişi 65 yaşa ulaşacak, tipik olarak yaşlılık durumuna geçişi belirleyen bir yaş. 2030’a kadar tarihte ilk kez, bizim toplumumuz 17’nin altındakilerden daha çok 65 yaşın üstündeki insanlardan oluşacak. Bu bir değişim! Ömür uzunluğu bütün zamanlarda yüksek ve tıptaki gelişmelerden ve daha iyi yaşamaya olan özenden dolayı yaşadığımız uzun ömürler daha sağlıklı.

Yaşlı vatandaşlar uzun süre etrafta olacak! Şirketler yaşlıların gereksinimlerini sağladıkça ürün ve servislerde şimdiden değişim görmeye başladık. Temelde telefon olarak iş gören, bilgisayar olarak değil, daha büyük tuşlu telefonlar, yaşlı gereksinimlerine özel yatırımlar, yaşlı yaşamlarına adanmış topluluklar ve  tabelalarda “yaşlı indirimleri”.  Dikkatli olun gençler, işte geldik!

                                                   Gençliğin yaşı yoktur ~ Pablo Picasso

Yaşlı olmak moderndir

Yaşlanma arka odalardan dışarı çıkmadır. Bu artışa çoğaltan 75 milyon baby boomerla kırışıklıkların her yerde olan varlığından kaçınılamaz.  Çoğunluk olmayabiliriz ama tanınacak bir gücüz. Yaşlılığımızı benimseme zamanı.

Yaşlılığa ulaşarak yaşamda neyin önemli olduğunu daha iyi anlıyoruz. Her şeyin ne  olduğunu anlamaya çalıştığımız o kafa karıştırıcı erken yıllar artık arkamızda. Ve kurtulduk haydi şimdi biraz eğlenelim! Zaman harcamak istemiyoruz. Yaşam deneyimlerimizden öğrenmeye devam ettikçe, daha iyi insanlarız.

Olduğumuz gerçek insan olabiliriz- artık çalışma hayatındaki rütbeleri almak için uğraşmıyoruz, zihnimizi konuşturabilir ve en iyi olduğunu düşündüğümüz şeyi yapabiliriz. Kimseyi etkilemeye çalışmak zorunda değiliz. Gerçek renklerimizin görünmesine izin verebiliriz. Ne rahatlık! Hayatlarımızın bazıları bize akademi ödülü hak eden roller oynatıyor. “Break dance’ın nasıl yapıldığını öğrenmek istiyorum”, “her zaman bir koroda şarkı söylemek istedim”, “bu bungee jumping de nedir?” Öğrenme zamanı.

Duygular ve kişisel ilişkiler yaşantısını bitirdiğimizde gelen ikinci bahardan çok hoşlandım; ve ansızın –elli yaşında, diyelim – keşfettim ki tamamen yeni bir hayat açılıyor önünüzde, düşünebileceğiniz, araştırabileceğiniz ya da okuyabileceğiniz şeyler dolu… Sanki fikir ve düşüncelerin taze bir dalı önünüzde yükseliyormuş gibi. Agatha Christie

Aslında yapmak İSTEDİKLERİMİZİ yapacak zamanımız var. Uyanınca yapmak zorunda olmadığınız her hangi bir şeyi yapmak zorunda olmadığınızı bilmekten daha iyi bir duygu bilmiyorum (takvimi karmakarışık eden doktor, dişçi vs. randevuları hariç). Önünüzdeki gün sizin boş kanvasınızdır, onu seçtiğiniz her hangi bir şekilde boyayabilirsiniz. Biraz uyu, gazeteden keyif al, biraz sabah egzersizi yap, herkes çalışırken sakin bir ortam içinde  bir yürüyüş yap, toz toplayan şu kitaba otur, ahhh tatlı özgürlük. İnanıyorum ki en önem verdiğimiz şey uzayda yer kaplamak değil ama yararlı uğraşları, bize özgün başarı duygusu veren şeyleri kovalamak. Emeklilikte tutkularımızın peşinde koşmayla ilgili konuşuruz, bunun için daha iyi bir zaman yok.

Çocuklarımızın büyüdüğünü, olgunlaştığını, yaşamlarını yönettiklerini her birinde biraz da kendimizi görerek izliyoruz. Torunlar resme dahil oldukça bir kez daha yaşamı çocuk gözüyle görme fırsatına sahip oluyoruz – her şey ilk, yeni, heyecanlı ve büyük. Zaman geçtikçe çocuklarımızın aile yetiştirme “durumlarıyla” tam da bizim yaptığımız gibi nasıl yüzleştiklerine ve ne kadar iyi olduklarına tanık oluyoruz. Kuşkusuz yol boyunca cesaret verici öğütleri  ödünç verdik ama biliyoruz ki  bizim de yaptığımız gibi birinci elden deneyimler geçirecekler.

Doğru bir şekilde yıllar boyunca biriktirdik ve ekonomik olarak nisbeten güvendeyiz. Ekonominin iniş çıkışlarında bile artık aybaşından ay başına yaşamayacağımızı biliyoruz. Bir plaj kıyısına hafta ortası bir kaçış ya da henüz gitmediğimiz bir yere birkaç haftalık bir serüven planlamaktan keyif alma zamanı. Tutumlu olmaya devam edeceğiz hayatta kalmanın anahtarı olduğunu öğrendiğimizden dolayı ancak bulunduğumuz andan da hoşlanıyoruz.

Başka birinin size tersini söylemesine izin vermeyin –yaşlanma cool’dur. Yaşamdaki bu hak ettiğiniz pozisyonun avantajını kullanın. Az yaşayın –o yaşamı ÇOK yapın! Şimdi yapın çünkü oradaki şu gençler sezdirmeden geliyorlar ve bir gün çabucak açık arttırmadaki en cool yaşlılar olarak rollerimize meydan okuyacaklar.

Hatırlayın, yalnızca bir kez yaşlısınız!

http://lovebeingretired.com/2011/01/26/why-growing-old-is-cool/

 

“Gençliğin yaşı yoktur.”
~ Pablo Picasso