kuaförde

1. Bölüm burada

Bütün gününüzü interwebde harcayıp azalan saçlar konusunda tek bir sözcük bulamayabilirsiniz. Tek yakın çözüm kemoterapi hastaları için peruklarda uzmanlaşmış profesyonellerden  geliyor.

Belli ki kanser dışındaki nedenlerle az ya da hiç saçı kalmayanlarda da işe yarar ama peruk ne benim ne de pek çok diğer kadının meselesi değil. Bizim hala oldukça saçımız var, yalnızca kafamızın belli bölgelerinde yeterince yok.

Hemen hemen bütün web siteleri yaşlı kadınların yalnızca küçük bir azınlığını etkileyen saç kaybına yol açan hastalık ve ilaçlardan söz ediyor. Ancak, bütün bildikleri bu kadar dolayısıyla öğütlerinin kalanı üfürük.

Tekrar saç çıkartmak için hepsi dalavere olan pahalı kremler, losyonlar, iksirler hatta elektronik aygıtlar ve bazı diyetler dışında kimse bir şey bilmiyor.

Kel olmaya ya da peruğa istekli olmadığımdan ve belki bir yerlerde azalan saçlar konusunda başarıyla bir şeyler yapan bir saç stilist vardır diye düşünmekten vazgeçmeye hazır olmadığım için diğer yönlere bakmaya azimle devam ediyorum.

Bu projeyi başlattığımda araştırma becerimi de düşünerek böyle insanları çok iyi saklanmış ya da tanınmamış olsalar da bulabileceğimi umuyordum.  Buna inandım çünkü azalan saçlar yaşlı kadınların en yaygın sorunlarından biri -30 milyonumuzda- bir gereksinim olduğunda, özellikle çok sayıda kişiyi etkileyen, çözüm sağlayarak –iyi, kötü ya da şöyle böyle olabilirler-  kendilerini milyoner yapmaya hevesli yeterinden fazla girişimcinin olması Amerikan tarzı bir iştir.

Ama hayır. İşte size araştırmamın ve birkaç sonucunun kısa bir özeti.

Profesyonel Organizasyonlar: Telefon ve e-postayla saç stilist ve salonları temsil eden topluluklarla bağlantı kurdum. Telefon ettiklerimin hepsi bana sesli mesaj yolladı. Yanıtlamayan kimse olmadı.

Profesyonel Perakendeciler: Minik bir beyin fırtınasıyla, Tish ve Snookey’le, 1977 yılından New York’dan bildiğim iki kardeş, bağlantı kurdum, çoğunlukla genç insanlar için Manic -Panic mağazaları aracılığıyla ve internet çıktığından beri, online olarak da aşırı, ultra modern saç ve kozmetik ürünler sağlıyorlar.

Mavi ya da yeşil saç boyası aramıyordum (hımm, kim bilir belki sonra).

Hoş bir Skype konuşması yaptık ve o hafta bir saç ürünleri ticaret şovuna doğru yol aldıkları ortaya çıktı ve orada herhangi birinin azalan saçlar konusunda çalışıp çalışmadığı ya da özelleşip özelleşmediğini görmek istediklerini söyledi.

Saçı tekrar büyüteceğine söz veren birkaç ürün dışında hiçbir şey bulamadılar. Daha fazla üfürük.

Yerel Stilistler: Bu bir özveri projesi olmadığı için – bir çareye gereksinimim var ama 30 dakika içinde gidebileceğimden daha fazla yol yapmaya istekli değilim- hemen yakınımdaki coğrafik alan içinde saç stilistlerini ve salon çalışanlarını aradım ve e-posta attım.

Önce, websitelerini araştırdım, biyografileri ve servis listelerini okudum ve müşteri yorumlarına yakın dikkat sarfettim. En azından 15 yıllık deneyimleri olan ve yalnızca 20’liklere hizmet veriyor görünmeyen stilistleri ve beceri çeşitlerini aradım.

Yaklaşık olarak bir düzinesini seçtikten sonra e-posta göndermeye ve telefon etmeye başladım. Bir e-posta bile yanıtlanmadı. Bir tane bile. Saç salonlarının telefonuna bir kayıt cihazı değil ama gerçek insanların çıktığını öğrendim.

Bununla birlikte, oradan sonrası yamaç aşağı. Kuşkusuz herkes söyledi, azalan saça stil verebilirler ancak  açıkça belirtmelerini istediğimde hemen hepsi kısa, katlı (pixie) bir kesime gitmemin iyi olacağını söyledi.

(Üzgünüm, bunun harika bir çözüm olduğunu düşünen okuyucular için. Bu sizi memnun ediyorsa keyfini çıkarın. Ben bunu 1960’larda (ya da 1950’ler miydi?) küçümsedim ve düşüncem değişti. Bunu yapmadan önce kelleşeceğim. Ben bu değilim.)

Listeme devam ettikçe salon sahiplerinin biri ne söylediğimi anlıyor gibi göründü dolayısıyla ondan bir randevu aldım. Bir sandalyede oturup aynaya bakarken açığa çıkmış kafamı hem gösterip hem de konuştum, bazı sorular sordum ve bekledim- pixie kesim konuşması aldım.

Çıktım. Bu olasılı tek çözüm olamazdı.

Ziyaret ettiğim salon websitelerinden birinin –yalnızca biri- “danışma” seçeneği vardı online randevu planında. Artısı bunun bir bedelinin olmayışıydı.

Web sitesine bakılırsa  çok hünerli ve uzun deneyimle  sahibi benim koşullarımı getiriyordu ve hepsinden önemlisi müşterilerinin söylediklerini sevdim.

Herhangi bir şeyin online yorumları işe yaramaz. “şimdiye dek sahip olduklarımın en iyisi” nin ne anlama geldiğini bilmenin bir yolu yok ve pek azı bunun ötesine geçiyor. Ancak bu durumda, pek çok müşteri beni inandıracak kadar kadar netti, A: serviste yeterince ayrıntı garantili ve B: Ben belki özel birini bulabilirdim. Birkaç örnek:

“Joseph benim için stil üzerine araştırma yaptı… bu benim onunla ilk randevumdu. Gereksinimlerimi dinledi, saçlarımı bütünüyle inceledi ve benim inatçı dağınık saç deneyimime güvenmeyi yeğledi.”

“Gerçekten dinliyor. Ve büyük bir mizah duygusu var.”

O adamdan:

“Üzerinde çalışmak için fazla bir saça sahip değilsem de (doğal olarak) Joseph daima benim profesyonel göstermemi sağlıyor ve ….. için çalışmaya hazır.. O gerçek bir sanatçı.”

Bir randevu ayarladım. O konuda size yarın fotoğraflarıyla yazacağım.

Yolculuğumu rapor ediyorum…

Devam edecek…

http://www.timegoesby.net/weblog/2013/05/hair-today-gone-tomorrow-part-2.html

“Yaş konusunda romantik duygularım yok. Ya her yaşta ilginçsinizdir ya da değil.”
~ Katharine Hepburn