MauriceTerry Gross:
Arkadaşların ölmesi, yaşlanması ve yaşamın sona yaklaşması insanın inancını ya da ateismini test ediyor sanırım. Ancak, sizin ateizminiz güçlü duruyor gibi.

Maurice Sendak: Evet, yaşlanmaktan dolayı mutsuz değilim. Olması gereken konusunda mutsuz değilim. Yalnızca arkadaşlarımın benden önce gittiğini gördüğüm  zaman ağlıyorum… Yaşam boşlaşıyor. Ölümden sonraki bir yaşama inanmıyorum ancak, hala kardeşimi tekrar göreceğimi tamamen umuyorum. Bu,  bir düş yaşamı gibi.

İngiltere’deki bir kadından, adını hatırlamıyorum, Cyril Powell’ın biyografisini okuyorum. Tamamen onun gibi hissediyorum  yaratıcı bir adam olarak gücünü kazanmaya başlıyor. Yaşamı görmeye… Gördüğünüz gibi tanrıya inanıyor. Cennete inanıyor.  Cehenneme inanıyor… Oh tanrım, böylesi yaşamı çok daha kolaylaştırırdı mutlaka… Bizim için –inanmayanlar- daha zor… Ancak yaşlandıkça keşfettiğim bir şey var. Dünyaya aşığım ve şu anda beraber konuşuyorken, penceremden, stüdyomdan dışarı bakıyorum, ağaçlarımı görüyorum, benim yüzlerce yıl yaşındaki güzel, güzel akça ağaçlarım… Güzeller ve onların ne kadar güzel olduklarını görüyorum, onların ne kadar güzel olduklarını görmek için zaman buluyorum. Yaşlanmak bir lutuf. Bir şeyler yapmak için, kitap okumak için, müzik dinlemek için zaman bulmak bir lutuf.

Bilirsiniz akılcı olmaya çalışmıyorum, gerçekten bunu yapmıyorum. Bunların hepsi kaçınılmaz ve üzerlerinde bir kontrolüm yok… Şimdi şükran duymaktan başka bir şeyim yok… Gerçekten… Yaşamım için mutsuz değilim.  Çok ağlıyorum…  Çünkü insanları özlüyorum… Ağlıyorum… Çünkü insanlar ölüyor ve onları durduramıyorum…Beni bırakıyorlar ve onları daha çok seviyorum…

Ancak, benim burada genç insanlarım var…  Okuyorlar ve bana her şeyi bilen biri olarak bakıyorlar…  Zavallı çocuklar…

Oh tanrım, dünyada öldüğüm zaman bırakmak zorunda olduğum  o kadar çok güzel şey var ki…  Ama hazırım…  Hazırım… Hazırım…

Siz şimdiye dek bendeki beni dışarı çıkaran  ilk kişisiniz… Sizde benzersiz ve özel bir şey var… Sizde güven görüyorum…

Terry Gross: Yeni bir kitap yaptığınız için çok memnunum bunu duyunca sizinle söyleşi yapmak istedim. Bunu yaptığım için mutluyum. İyi bir bahane oldu…  Size en iyi şeyleri dilerim…

Maurice Sendak: Başka bir kitap yapabilir miyim bilmiyorum… Ama önemi yok. .. Kesinlikle sizden önce gideceğim ve sizi özleyeceğim…  Ve mezara giden yolda ağlayacağım…  Size bütün iyi şeyleri dilerim. Hayatınızı yaşayın… hayatınızı yaşayın… hayatınızı yaşayın…

*Çocuk kitapları yazarı. Bu söyleşiden kısa bir süre sonra, 8 Mayıs 2012’de, öldü.

http://www.nytimes.com/video/2012/12/28/magazine/100000001970456/an-illustrated-talk-with-maurice-sendak.html

 

“Neşe ve kahkaha olduktan sonra varsın kırışıklıklar gelsin.”
~ Schakespeare