lifeKişi için en güzeli tüm normal yaşam evrelerini ve yaşam olaylarını olağan ve sağlıklı şekilde yaşamasıdır. İnsan bebekliği, çocukluğu, ergenliği, erişkinliği, emekliliği, yaşlılığı, bu dönemlerin olayları ile yaşayacak, konuşacak, oynayacak, öğrenecek, eğitimini sürdürecek, gönül maceraları olacak, evlenecek, çoluk çocuğa karışacak, işi güç, sorumluluk, karar ve etkenlik sahibi olacak, arada yoldan çıkıp sapıtacak, tutarsızlıkları ve dramları olacak, torunlarının büyüdüğünü görecek, yaşlanıp geçmişe bakacak ve günün birinde de ölecektir.

Her bir dönemin kendi mutlulukları kendi sıkıntıları sorunları vardır. Kişi her bir dönemin sorunlarına çözümler, çıkış yolları bulacaktır. Hayatın kendisi mutluluktan daha önemlidir. Bu hayat yolculuğu seyrinde insan mutlu da olur, mutsuz zamanları da olur. Hayatın kendisi, olayları, yapıp ettiklerimiz, eylemlerimiz, kararlarımız, düşüncelerimiz, inançlarımız, tercihlerimiz, yaşam şeklimiz, yaşam görüşümüz, insanlarla iletişimimiz bütün bunlar bir bütünün parçalarıdır. Duygular bu yaşantının yan ürünleridir. Önemli olan yaşam çizgisinde ve yaşam olaylarında kişinin her bir durumda, kısa ve uzun vadeli eylem gerektiren tüm durumlarda, elinden gelenin en iyisini yapması, doğru tercihlerde bulunması (ki şart değil, hatalar da yaparız, “keşke”lerimiz de olur), yaşam olaylarını yaşaması, kişisel gelişimini sonuna kadar tamamlamasıdır.

Yaşanmamış bir hayattır hüzünlü olan. Bu yaşam olaylarında bazıları öne geçer daha başarılı olur, daha zengin, ünlü, yetkili, etkili olur; kimisi de zorunlu olarak daha mütevazı bir yaşam sürer. Sonuçta ölüm her canlıya son noktayı koyar ve unutuluş, bireysel ve toplumsal unutuluş, en ünlü insanlarla ve sıradan insanları eşitler, hepsi sonsuzluğun içinde yok olur gider. Mutluluk değildir aradığımız bizim, hayatı sonuna kadar, tüm yönleri ve olanaklarıyla yaşamak ve gelişim çizgimizi tamamlamaktır.

Rumuz: İhtiyar

“Gençlik doğanın hediyesidir. Yaşlanmak ise sanat eseri.”
~ Walter Wincher