mutl
Kelepir kitaplar arasında bulduğum bir kitap. Mutluluk üstüne kapsamlı ciddi titiz akademik düzeyde bir çalışma, yazar kendi düşüncelerini belirtmekle kalmıyor, o zamana kadar mutluluk üstüne kim ne demiş, onları da ayrıntısıyla ortaya koyuyor. Mutluluğu amaç olarak görme, illa mutlu olacağım diye kafaya takma ve uğraşma, mutluyum mutsuzum algılarının sürekli odakta/zihinde olması, bana sporda üstün başarı göstermek için çabalayan profesyonelleri hatırlatıyor. Nasıl beden eğitimi, hareket, spor bir eylemi bir saniye daha çabuk gerçekleştirmek için değil de (ki öyle yapılıyor); yaşamı zenginleştirmek, güzelleştirmek yaşam kalitesini artırmak için yapılmalı ise mutluluk da hayatın bir parçası olmalı yani kendi başına illa ulaşılmak istenilen bir amaç olmamalı, hayatı zenginleştiren güzelleştiren bir duygu olarak algılanmalıdır. Yoksa insanın sürekli mutlu olması diye bir şey yoktur. Normal bir kişide, günlük yaşantıda duygu durumumuz hayat olaylarını, günlük sorunları, işleri ve ilişkileri yürütmek için yeterli düzeydedir. Bu zemin üzerinde bazen daha keyifli, girişken, verimli; bazen de karamsar, tutuk ve donuk olabiliriz. İnsan elbette mutlu keyifli verimli olmak ister ama hayat olayları ya da bazen hava, su ya da beyindeki aracı maddelerimiz bizi karamsar ve keyifsiz de yapar. Kişi için mutluluk illa ulaşılması gereken, ulaşmak için uğraşılıp durulan bir amaç olmamalıdır. Bu insanı mutluluğa götüren bir yol değildir. Mutluluk onu amaç edinip ulaşmaya çalıştıkça bizden kaçar. İnsanın yapması gereken şey hayatın akışına kapılmak, görevler ve sorumluluk almak, kendimizi geliştirmeye ve yetkinleştirmeye çalışmaktır. Verimli olmaktır, üretmektir, kendimiz için yakınlarımız için ve başkaları için yararlı işler yapmaktır. Mutluluk bu olayların seyrinde, sıradan işlerimizi yaparken, bir kitap için çalışırken, çocuğunuz olunca ya da onunla iletişimiz içinde ya da onun gelişimine destek verirken, insanlarla aramızdaki sorunları yapıcı şekilde çözerken; insanlar, doğa, var olanlar yararına bir şey yaptığımız, yapmak için uğraştığımız zaman, yani normal hayatın akışına kapılıp, hayatın içinde ve hayatı, yaşamı, varlıkları desteklediğimiz zaman, bu uğraşlar içinde gelir bizi bulur.  Mutluluk hayatın içinde olup, hayat olaylarını yaşarken ortaya çıkan bir yan üründür, yoksa hayatın tek başına amacı değildir.

Rumuz: İhtiyar

“Uzun bir ömür için dua eden fakat yaşlılıktan korkan aptallarız.”
~ Çin Atasözü