Jim Hammond elit bir atlet. Bir antrenörle günde iki saat sprint koşu ve güç-yapılandırma çalışmaları yapıyor. Dinlenme halindeki kalp atışı 50’nin altında. Amatör yarışmalarda yalnızca bu yıl 100-800 metre yarışları koşarak üç altın, bir gümüş madalya kazandı. Kategorisinde dört ulusal yarışma rekoru kırdı. Belki de Hammond’la ilgili en sıradışı şey onun yaşı.

O, 93 yaşında. Ve çok iyi görememek dışında gerçekten pek bir sıkıntısı yok. Çok önceden saçı beyazladıysa da ve cildi artık sıkı değilse de ilaç kullanmıyor ve  bir şikayeti yok.

Sırrı? Bir tek değil. Hammond uzun yaşamı boyunca hiç bir zaman sağlığını korumak için sıradışı bir önlem almamış. Ellilerine gelinceye dek düzenli olarak egzersiz yapmamış ve seksenine gelinceye, Gürcistan Altın Olimpiyatları için hazırlanmaya başlayıncaya dek de bu konuyu ciddiye almamış. “Başka hiçbir şeyi kazanmaktan daha çok sevmiyorum” diyor. “Bu benim için harika birşey.” Hammond yaşlanıyor, kesinlikle, fakat her nasılsa ihtiyarlamıyor –en azından bizim genellikle düşündüğümüz şekilde değil.

Kathleen McGowan

discovermagazine.com/2007/dec/can-we-cure-aging

“Gençliğin yaşı yoktur.”
~ Pablo Picasso