olga2

Zengin ülkelerdeki insanlar daha çok yaşıyorlar. Ancak uzun bir yaşam her zaman iyi bir yaşam mı? Yaşlanan toplum konusundaki ilk serisinde Smintha Mundasad yaşlanma hızımızı etkileyip etkileyemeyeceğimize bakıyor.

95 yaşında Olga Kotelko bir kenarda oturmasından dolayı affedilebilirdi ondan 60 yaş küçükleri sırıkla atlarken ve cirit atarken.

Ancak bu hayat dolu 1.50 cm boyundaki Kanada’lı  büyük işlere girişiyor.

Bu yıl Dünya Masterlar Atletizm Şampiyonasında kadınlar kapalı salonda sprinter, yüksek atlayıcı, uzun atlayıcı ve üçlü atlayıcı olarak dünyanın kayda geçmiş en yaşlı kadını oldu.

Olga şimdi 30’dan çok rekorun ve 750’den çok madalyanın sahibi.

Ancak, kendinde özel hiçbir şey görmüyor, kendini “yalnızca basit bir Jane” olarak tanımlıyor.

Olga atletizme 77 yaşında başlamış.

Zengin ülkelerdeki insanlar daha uzun yaşıyorlar. Ancak uzun yaşam her zaman daha iyi bir yaşam mı? Biz Yaşlandıkça yaşlılığın mücadelelerine ve onların yaşlı insanlarca nasıl karşılandıklarını konu alan bir seri.

Zengin ülkelerdeki insanlar daha uzun yaşıyorlar. Ancak uzun yaşam her zaman daha iyi bir yaşam mı? Biz Yaşlandıkça yaşlılığın mücadelelerine ve onların yaşlı insanlarca nasıl karşılandıklarını konu alan bir seri.

Bir çiftlikte büyümüş 11 kardeşten biri olarak daima aktifmiş, daima sağılacak inekler, yapılacak işler vardı diyor.

Şimdi bütün kardeşlerinden ve çoğu arkadaşından uzun yaşamış biri, sırrı sorulduğunda hiçbir şey olmadığını söylüyor.

“Sanırım yaşınız yalnızca bir sayı. Doğum yılınız değil, asıl farkı yapan nasıl yaşadığınız.

En büyük rolü oynayan şey hayatınızda olanlara nasıl yaklaştığınız.

Dolayısıyla kendimizi doksan yaşlarında süper kahramana dönüştürmek gerçekten doğuştan gelen yeteneklerimiz içinde mi? Ya da zalim bir çöküş ve çürüme süreciyle yüzleşmemiz daha mı çok olası?

Refah ülkelerinde yaşayan insanlar için bazı yüz güldüren haberlerimiz var.

New Castle Üniversitesinden veriler her 24 saat geçtiğinde, ortalamada, yaşamlarımıza fazladan 5 saat eklediğimizi öneriyor, bu her yıl iki aydan fazla ve her on yılda iki yıldan çok demek–kısmen yaşam koşullarının gelişiyor olmasından ve tıbbi ilerlemelerden dolayı.

Ve İngiltere’de 100 yaşlarının ilerilerine doğru yaşayanların sayısı 1980’lerden beri neredeyse dört kat arttı, İngiltere’de şimdi neredeyse her beş insandan biri 100’üncü yaş günlerini görecekler demek bu.

Dolayısıyla yaşlanma kıpırdatılamayan bir hayvan değil, en azından bir ölçüde.

Genleri Olga’ya yardımcı olmuşsa da biz hepimiz bizimkilerin tutsağı değiliz. Araştırmalar giderek artan bir şekilde çoğumuz için doğumumuzda bize dağıtılmış olan genetik elin ne kadar uzun yaşayacağımızın yalnızca dörtte birini belirlediğini öneriyor.

Bu, sonraki yaşamımızın yüzde 75’inin sürdürmeyi seçtiğimiz yaşam tarzına bağlı olduğu anlamına geliyor.

Ve iyi bilinen, iyi diyet ve düzenli egzersiz reçetesi bir  anahtarken insanların yaşlılıkta sağlıklı yaşamaları konusunda daha az bilinen diğer yollar da var.

New Castle Üniversitesinden Dr. Lyne Corner kronolojik olarak yaşlanmak kaçınılmaz olsa da yaşlanmayla birlikte çöküşün olması zorunlu değil, diyor.

“Gerçek şu ki iyi yaşlanmaya giden basit bir yol ya da tek bir yanıt yok. Gerçekten de o, yaşam faktörleri ve kuşkusuz iyi bir diyet ve egzersizin karmaşık bir kombinasyonu.”

Biliminsanları Japonya’yı yakından gözlemleyerek uzun yaşamın iksirine giden daha çok ipucu bulmayı umuyor.

Dünyada yaşayan en yaşlı vatandaşlara sahip olarak ülke sıklıkla sağlıklı yaşlanmanın poster çocuğu olarak görülüyor.

“Japon yaşam tarzını çözümü için geniş anlamda konuşursak –çok bol balık ve sebzeli bir diyet, yoga ve diğer güçlendirici egzersizlere odaklanma, Batıdan daha az sigara ve içki- bu işi götürüyor görünüyor,” diyor Prof. Corner.

Çöküşe karşı dostlar

Giderek belirgin oluyor ki bu sağlıklı yaşama ne kadar gençken başlarsanız ileri yıllarda avantajlarınız o kadar daha iyi oluyor.

Ancak, diğer şeyler de var.

Dr. Carol Holland,  Aston Üniversitesinin sağlıklı yaşam için araştırma merkezinin müdürü, son yıllardaki en sürprizli bulgulardan birisinin dostlarla geçirilen zamanın iyi yaşlanma üzerinde büyük bir etkisinin olduğunu söylüyor.

Ve orta-yaşta dostlukları beslemek yaşlılıkta düşkünlüğe karşı bir miktar koruma sağlayabilir.

Dr. Holland “Yaşlanma üzerine gidererek daha çok araştırmanın 50-60’larınızda ne kadar çok arkadaşınız olursa ileri yaşlarda  o kadar az izole olduğunuzu ne kadar az izole olursanız da yıllar ilerledikçe o kadar az düşkün olacağınızı gösteriyor,” diyor.

İngiltere’nin yaşlılık üzerine  en büyük araştırmalarından biri sosyal olarak izole insanların iyi sosyal ağları olan insanlara göre yedi yıl kadar daha az yaşamalarının olası olduğunu buldu.

Bunun arkasında bir çok neden olabilir –arkadaşlar kötü sağlık uyarılarına dikkat edip arkadaşlarını yardım aramaya ikna edebilirler.

Ve sosyal olmanın basit işleyişi insanları daha aktif temelli arayışlara dahil etmesidir, sosyal bağlantısı olmayanlara göre.

85 yaşın üstünde pek çok insan kronik durumlarına karşın hala ailelerini ve arkadaşlarını görmeye devam ettiklerini ve yaşamın hoş olduğunu söylüyorlar. 

Prof.  James Goodwin

Ancak University College London’dan araştırmaya katılmış olan Prof. Andrew Steptoe, insan bedeninin biyolojisi ve izolasyonuyla henüz tam olarak anlamadığımız daha doğrudan bir ilişki bile olabilir diyor.

Ve sosyal bağlantının tipi de önemli olabilir. Konu depresyonu önlemeye gelince araştırmalar arkadaşlarla geçirilen zamanın aileyle geçirilen zamandan bile daha önemli olduğunu öneriyor.

Olga’nın kolayca doğruladığı gibi yalnızca farklı düşünmenin bile önemli etkisi olabilir.

Yale Üniversitesindeki bir araştırmada, Dr. Becca Levy yaşlanmaya olumlu bakan insanların negatif inançlı olanlara göre daha uzun yaşama eğiliminde olduklarını buldu.

İngiliz Longitudinal Study of Ageing de 9000 insandan elde edilen veriler yaşamın en çok keyfini rapor edenlerin, sağlık ve varlığın durumundan bile,  daha uzun yaşadığını rapor etti.

Zamanı düşünme

İnsanlar sıkça yaşa bağlı olarak belleklerinin kaçınılmaz olarak kötüleyeceğinden korkuyorlar ancak Edinburg Ünivesitesinden yıllarca normal beyin üzerine araştırmalar yapmış Prof. Ian Deary, , durumun her zaman böyle olmadığını söylüyor.

Beynimizin bazı kısımları yaşla daha iyi hale gelebiliyor, genel bilgi ve sözcük işlerini yapan zihnimiz zamanla gelişebiliyor.

 

İleri yaşlarda egzersiz. Beden nasıl değişiyor.

İleri yaşlarda egzersiz. Beden nasıl değişiyor.

Prof. Deary diyor ki: “Dolayısıyla yaşlılıkta gençlerden daha çok bileceklerine hazırlansınlar ama yeni konuları çözmede onlar kadar çabuk olmayacaklar.”

Ve Dr. Corner her ne kadar genç insanlar yaşlılığın çöküş ve bağımlılık olduğu konusunda üzülme eğilimindelerse de İngiltere’deki araştırmalar yalnızca böyle göstermiyor, yaşlı insanların çoğunluğu mutlu ve bağımsız hayatlar yaşıyorlar, diyor.

Newcastle Üniversitesinin 85 yaşındakilerle yaptığı yakın zamanlı bir araştırmada çoğunluk sağlıklarını “iyi-mükemmel” olarak sınıflandırdı en azından üç tıbbi duruma ve günde 10 farklı ilaç almalarına karşın.

Age UK hayır kurumunun araştırmasının başı Prof James Goodwin, diyor ki: Bu gerçekten yaşlılık konusundaki düşüncemizin önemli ölçüde değişiyor olduğunu gösteriyor.

“85 yaşın üstündeki çoğu kişi kronik rahatsızlıklarına karşın hala ailelerini ve arkadaşlarını gördüklerini ve yaşamın güzel olduğunu söylüyorlar.”

İngiltere’nin resmi istatistikçileri bile 65-80 yaşları arasında daha mutlu olduğumuzu söylüyor.

Ancak Olga, onuncu on yılında, kendisini durduracak bir şeyin olmadığını söylüyor.

“Sınır yok. Kim diyor belli bir noktada durmanız gerektiğini?

“Düşene kadar götürmeyi sürdürmeyi istiyorum yalnızca. Sanırım o zaman duracağım.”

Olgun bir yaşlılık yaşamak için sizin sırlarınız nelerdir?

67 yaşındayım ve meşgul ve mutlu bir hayat yaşıyorum. Bazı daha genç insanlar sırrımın ne olduğunu soruyorlar. Merak olduğunu söylüyorum. Yapacağım bir sonraki şeyi merak ediyorum, sonraki seyahat, sonraki kitap, sonraki etkinlik. Yaptığım şeyden keyif alıyorum , olumluya konsantre oluyorum. Kendimin yaşlı bir insan olarak düşünmüyorum. Ayrıca hep yapmak istediğimi yapıyorum, 10 yıl kadar önce filmler yapmaya başlamıştım ve yapmaya devam ediyorum. İleriye, sonraki keyif anına bakmaktan daha iyi ne olabilir! Bu hormonlarınızın akmasını, beyninizin ışıldamasını sağlıyor, sanırım.

Janus Avivson, Londra

Kocam ve ben erken emekli olduk ve bir süredir içinde yaşadığımız ve Akdeniz’in etrafını dolaştığımız bir yat aldık. Dünyanın her köşesinden aynı şeyi yapan yüzlerce insanla karşılaştık. Kimsenin yaşına bakmaması ve ona göre davranmaması dikkat çekici. Biz 60 ve 65 yaşındayız ve bu yaşam tarzını olabildiğince uzun yaşamak niyetindeyiz. İki şey bunu kesebilir, biri bunu yapmak için para ve diğeri de sağlık. Şu anda her şey iyi ve ucuz yaşıyoruz ve iyi yiyoruz. Çoğunlukla taze sebze ve meyve, işlenmiş yiyecekler yok. Çoğu şeyi tazeden yapıyorum. Bu yaşam tarzını öneririm, temiz hava ve su ve hepsi bu.

Margaret A Ping, Finike Turkey

57 yaşındayım ve okuldayken spordan nefret ederdim, gençliğimde dışarı hayatını seven biri değildim. Ancak 49 olduğumda kendime A’dan Z’ ye mücadeleler koydum, -K Klimanjaro’ya tırmanmaktı. Babam öldüğünde tırmanma için zamanın doğru olduğuna karar verdim, dolayısıyla onun anısına tırmandım –kocam ve ben gruptaki en yaşlı ve kişilerdik ve Uhuru Zirvesine çıkan tek çifttik. Bu hayatımı değiştirdi. Inca Trail’ini yeni yaptık ve 2014 Haziranında yapılacak Grand Union Canal Challenge –Londra-Milton Keynes arasını 100 Km,  24 saatte yürüme” mücadelesine başvurmak üzereyiz. Gelecek yıl Everest temelli bir kampı ya da Himalaya’lara terkkingi denemeyi umuyoruz. Bu övünmek değil, yalnızca ben yapabiliyorsam herkes de yapar demek.

Rosemary Reynolds, Eastleigh, Hampshire

76 yaşımın bitirmekteyim, ya uzun/zor yürüyüş ya da haftada iki üç kez spor salonunda olmak üzere aktifim. Hala çok geniş ölçekte seyahat ediyorum, gemi enkazlarına düzenli scuba derin dalış yapıyorum ve genellikle arkadaşlarım benim benden çeyrek asır genç pek çok erkekten daha fit olduğumu söyler. Ayrıca hala tam gün işe koyulurum ve çok okurum. Sigara içmem ama şarabımı severim.

http://www.bbc.com/news/health-27207219

 

“Çünkü bazı şiirler bekler bazı yaşları.”
~ Behçet Necatigil