Öyle görünüyor ki yaşı ve yaşlanmayı değerlendirme konusunda benimle aynı gemide olmayan oldukça az anti- aging taraftarı var. Temelde karşı oldukları…

Yaşam öyle HARİKA ki yalnızca onun tatlı iyiliklerinden biraz daha istiyorum!

Diğer bir deyişle, yaşlanmaya karşı olmadıklarını söylüyorlar –yalnızca daha çok gençlik istiyorlar, ÇOK DAHA FAZLA gençlik.

Bu bakış açısına nasıl tepki vermem gerektiğini düşünüyordum, evrenimizin bir inanılmaz küçük diliminin fotoğraf karesine rastladığımda.

İnsanın yaşam uzunluğu en kısa anlardan biri. İnsanlar kısa varlıklarının çoğunu uykuda, farkında olmaksızın ya da aslında yapmak istemedikleri şeyleri yaparak geçiriyor. Hepimizin uykuya gereksinimi var ve biyologlar uyku gereksinimimizi yok edemedikleri gibi  değiştiremediler bile. Dolayısıyla  –anti-aging taraftarlarının israr ettikler gibi-  eğer daha fazla aktif hayat istersek  o zaman bazı yollar bulmamız gerek:

  1. Daha çok farkında olun.
  2. İstemediğiniz işler için daha az zaman ayırın.

Diğer bir deyişle, daha çok yaşamımız olsun diye daha çok yaşama gereksinimimiz yok.  Dünyaya ve oradaki yerimize daha fazla dikkat sarfederek hemen şimdi başlayabiliriz (cilt kremlerine gerek yok). Yaşamı daha dolu geçirerek daha çok yaşayabiliriz.

Yaşamı daha dolu yaşamak yaptıklarımız konusunda daha seçici olmamızı gerektirir. Yaşlılar genellikle bunda oldukça iyidir. Onlar bu konuda mükemmel rol modelleri oluşturuyorlar.

1000 yıl yaşama rüyası  eğer bin yılı yukarıdaki fotoğrafa karşı üst üste yığarsanız anlamından bir şeyler yitiriyor. Biz kısa yaşayan yaratıklarırız (büyük resme baktığınızda) ve biz büyük boşlukta daima titrek ışıklar olarak kalacağız. Bunun anahtarı titrek ışının daha uzun süre yanması değil,  onu daha parlak yakmaktır.

Dr. Bill Thomas http://changingaging.org/blog/2011/06/13/an-antidote-to-ageism/

“Yaş konusunda romantik duygularım yok. Ya her yaşta ilginçsinizdir ya da değil.”
~ Katharine Hepburn