Şimdi, bunu sıkıcı bir şey olarak düşünmeye başlamayın – çünkü değil. Tehlikeli olabilecek bir şey ancak basit ve kolay bir çözümü var. Sıvı kaybı yaşamda ne sıklıkta meydana gelir?

Santiago Dreaming adlı blogda la peregrina önemli bir sağlık konusuna değiniyor:

“Yaşlılar için en önemli sağlık konularında biri susuz kalmaktır” diyor. Eşimin yaşlı bir akrabası inme geçiriyor düşüncesiyle hastanedeydi. Yalnızca kahve ve bazen de Diyet Dr. Pepper içtiğinden susuz kaldığı ortaya çıktı.

La peregrina bunun yaşlılar için büyük bir risk olduğu konusunda çok haklı. Bir araştırma laboratuvar testlerinin, hastaneye alınan yaşlılardan % 48’inin sıvı kaybı belirtisi gösterdiğini ortaya çıkardı. Başka bir araştırma uzun süre bakımda olanların %31’inde sıvı kaybı buldu.

Yaşlıların sıvı kaybına karşı daha hassas olma nedenleri arasında yaşlandıkça bedenlerimizin suyu koruyabilme ve ısı değişimlerine tepki verebilme yetkinliğinin azalması vardır. Yaşlılarda sıvı kaybını daha olası kılan nedenler sıcak su, ateş, ishal ve kusmayı içerir. Kötü kontrol edilen diyabet, böbrek yetersizlikleri ve hipertansiyon tedavisinde bazen kullanılan idrar söktürücülerin yaptığı gibi bedenin susuz kalmasına yol açabilir.

Yaşlılarda susuz kalma riskinin daha fazla yükselmesinin en ilginç nedenlerinden biri, yaşlandıkla susadığımızı genellikle fark etmememizdir.

Biliminsanları… yaşlı insanların susuz kalma riski taşımalarının yeterince suyu tekrar edinmek için ne çok suya gereksinimleri olduğunu beyinlerinin hafife aldığı konusunda uyarıda bulunuyor…

“Florey araştırmacıları…beyindeki mid cingulate cortex adı verilen bir bölgenin bir insanın ne kadar suya gereksinimi olduğunu öngördüğünü ancak, bu fonksiyonun yaşlılarda iyi çalışmadığını keşfettiler.” Medical News Today 28 Aralık 2007.

Susuz kalma belirtileri baş ağrısı, uyuşukluk, halusinasyon, sersemlik ve kusmayı kapsar. Hafif vakalarda cilt ve göz membranları ve burun kurur. Ciddi sıvı kaybı durumları düşmeler, baş dönmeleri, sayıklamalar ve ölüme neden olan kan basıncı düşmelerine yol açabilir.

Susuz kalma hafife alınmamalıdır.

Hasta bakanlar bu belirtilerden haberdar olmalı, kendi başlarına dolaşamayanlar için etrafta fazlasıyla su olduğundan emin olmalı ve sevdiklerini ve hastaları bu belirtiler ortaya çıktığında en kısa zamanda bir doktora götürmeli. Tedaviler kaybedilen suyun ağız yoluyla ya da gerekliyse de damar yoluyla yerine konması şeklindedir.

Tesadüfen, doktorumla yaşlılardaki susuz kalımı geçen ay yıllık checkup’ım sırasında tartıştık. Ben az sıvı alma eğiliminde olan bir insanım, dolayısıyla La Peregrina’nın yorumu iyi bir hatırlatma oldu benim için. Çoğu durumda susuz kalmayı önlemek kolay: daha fazla sıvı alın, susamamış bile olsanız.

Sıvı kaybı doktor gerektiren bir hastalıkla ilişkili değilse ve bunun dışında sağlıklıysanız, daha çok su için, hepsi bu. Çözümlerin genellikle karmaşık olduğu ve bir servete mal olduğu modern dünyamızda basit bir yanıt bulmak rahatlatıcı, değil mi?

Çoğu yetişkin günde sekiz bardak kadar su içmeli. Fiziksel olarak aktif insanlar daha da çok.

Dehydration and Elders. Time Goes By bağlantısından yazan Ronni Bennet

 

 

“Yaşamın en değerli armağanlarından bazıları yalnızca yaşla elde edilir.”
~ Gene Cohen