‘Yaşlanmayı Sevme‘ konusundaki iletiye  çok fazla ilginç yorum yapıldı,  bazılarından söz etmek istiyorum.

Darlene’s Hodgepodge’de blog yazan, doksanlarının içinde olduğu bir sır olmayan Darlene diyor ki,

“Yaşlı bir kadın karton karaktermiş gibi yürümeyi sevmiyorum…”

Darlene – geriatrist Bill Thomas’ı dinleyin, kitabı “Yaşlı İnsanlar Ne İçindir?” den Changing Agingde blog yazıyor.

“Gençliğin akıcı uzun adımlarıyla karşılaştırıldığında…yaşlı bir insan kararsız ve beceriksiz görünebilir. Bu görünüş aldatıcıdır. Gerçek şu ki, yaşlı insanlar çok evrim geçirmiş, zengin, ayrıntılı bir stratejiyi yürütür ve yaşamın son on yıllarında da dik yürümeyi sürdürür…

“ayak sürüyerek yürüme biçimi ayakları yere yakın tutar ve yerleşme algılarından gelen girdileri maksimize eder. Duruş biçimi dengeyi arttırmak için genişletilir. Dakika başına atılan adımlar dayanıklılıktaki değişikliklere yer vermek ve uzamış olan reaksiyon zamanı için azalır.

“İnsan bedenini dik tutup hareket etmek bütün koşullar altında olağanüstü bir koordinasyon ve reaksiyon başarısıdır. Yaşamın dokuzuncu on yılında bunu yapabilmek bu başarının güzelliğini azaltmaktan çok büyütür.

Genç insanlar başarını anlamayabilirler Darlene, ama sen yine de kendini kutlamalısın.

Marian Van Eyk McCain elderwomanblogdan yazmış:

“Yıllarca önce Vietnam’lı aktivist bir budism hocası olan Thich Nhat Hanh’dan öğrendim ki, ideal etkinliği korumak için insanın her türlü kirliliğe açık olmuşunu sınırlaması akıllıcadır.”

driftwoodinspiration’dan Chancy aynı fikirde. Ve ben de, ama hareket etmeden hiçbir şey değişmez ve birinin kötü insanlarla meşgul olması gerekmekte. Öyle görünüyor ki,  bu işe kendimi tayin ettim. Ve Marian, kirlilikten sakınmada, blogunda yaş ayırımcılığına karşı tartışma yaparak çok iyi bir iş yaptın.

“hissetiğiniz kadar gençsiniz (yaşlısınız)” gibi deyimlerden nefretimin ardından Rainy Day Thoughts yazmış,

Olduğum yaştayken neden genç hissetmek isteyim ki?” Neden gençlerin hayattan yaşlılardan daha çok zevk aldığını düşüneyim ki?”

Tam isabet Rain. Yaşlı insanların nasıl hissettiklerini tanımlamak için kullanılan “genç” sözüyle ilgili sorun, gençliğin yaşamın altın standartı olduğunu varsaymasıdır, günde binlerce kez tekrar edilen bir şey bu, yaşlı olmanın kötü bir şey olduğu, bütün yaşlı insanların tekrar genç olmaya can attığı fikrini güçlendiriyor.

“İyi” hissetme konusunda konuşmak en iyisi, daha önceki bütün yaşlarımızda sahip olduğumuz gibi.

Elizabeth Rogers demiş ki;

“Tam olarak ‘orada’ değilim henüz, önceki görünümümün kalıntılarını devam ettirme girişimlerimin hepsinden pes ettikçe…”

Bu, hepimiz için bir süreç, Elizabeth. Beşikten beri yaşamımızın her gününde bir çok belirsiz ya da açık yolla tekrarlanan bir ön yargıyı kırmak zor bir iş. Benim uyanışım yaklaşık on beş yıl önce başladı ve bulunduğum yaşı henüz tamamen kabul etmediğim bu duruma ulaşmak bu kadar uzun sürdü.

Kimse bana “O kadar yaşlı görünmüyorsun” demiyor artık, fakat karşılaştığım genç insanlar genellikle “O kadar yaşlı davranmıyorsun” diyor.  Bunun için kendimden nefret ederken sessizce kendimi tebrik ediyorum.  Sonraları, Gloria Steinheim’in 40 yaşında göstermediğini söyleyenlere meşhur tepkisini adapte etmeye başladım:  “Yaşlı şimdi böyle davranıyor” diyorum.

Ancak, tam olarak açık olmama izin verin:

Kuaförünüz beyazlaşan saçlarınızı boyama konusunda sizi her zorladığı zaman

Çalıştırıcınızın spor salonunda yaşlı insanlarla  alay ettiği her zaman

“Genç” sözcüğünün bir yaşlıyı tanımlamak için kullanıldığı her zaman

“Yaşlı” sözcüğünün aşağılamak için kullanıldığı her zaman

Bir komedyenin yaşlıları, idrar tutamamaları öyküleriyle adam yerine koymadığı her zaman

Bir yaşlı insan yaşı hakkında yalan söylediği her zaman

… yaşlıları, küçültür, marjinalleştirir ve onlara zarar verir. Yaş karşıtlığı ki, yaş ayırımcılığının kaynağıdır,  cinsiyet ayırımcılığı ve ırkçılık  kadar utandırıcı ve kötüdür. Biz yaşlılar kendimizi olduğumuz gibi kabul ettiğimizde ve yaş ayırımcılığının ortaya çıktığı her yerde, kendimizde bile -yaşlılılığa bütünüyle evrimlendiğimiz zamana kadar-  yaş ayırımcılığını vurgulamaya devam ettiğimizde bitecektir.

Acceptance of Our (Old) Selves. Time Goes By

 

 

“Ve bitirmek başlamaktır. Son, başlayacağımız yerdir.”
~ Eliot