rol modelYeni bir rol modelim var ve bu gelecekteki on yıllarda beni nelerin beklediği konusunda hissettiklerimi değiştiriyor. Spor salonunda tanıdım onu. Yakın zamana kadar spor salonlarına uzaktım ancak geçen hafta isteksizce eşime grup çalışması seansına giderken katıldım, çünkü ayağım tedavi edilmez şekilde ağrıyordu ve artık koşamıyordum.  Günlük  serotonin yüksekliğimi kaçırdığım için depresif hissetmeye başlamıştım. Spor salonu son çaremdi ama bu fikirden de korkuyordum. Gerçekten “ölüm ağırlıkları” ile ağırlık kaldırmaları kastediyorum? Kulağa ölümcül …geliyor!

Ancak umutsuzdum.  Grup çalışması alanına yürüdüğümde dört duvarın kenarları boyunca sıralanmış aletlerin çokluğundan bunaldım. Müzik bağırıyordu, bir grup matlar üzerindeydi, diğer grup tavandan asılmış TRX iplerinde çalışıyordu, üçüncü bir grup ERGler üzerinde kürek çekiyordu. Bana kendimi bir sirkteymişim gibi hissettirdi ve bu kaotik ortamda  serotoninimin serbest bırakılabileceğinin olanaklı olacağını hayal edemezdim.  Başlamadan önce bile aşırı uyarılmıştım zaten. Belki ayrılmalıydım.  Ama hemen sonra eşim beni tapılası çalıştırıcısına tanıttı: 30lu yaşlarda, fit, coşkulu ve ek olarak da tatlı gülümsemeli. Tamam.. ne kadar kötü olabilirdi ki? Bir saat için her şeyi deneyebilirdim.

Benim üç kadın ve iki erkekli grubum  kalp atışlarını hızlandırmak için hemen kardiyo köşesine gönderildi. Yürüme bandı, elliptik ya da beni bir bilimsel deneydeki fare gibi hissettiren hiçbir şeyi sevmiyorum. Ancak,  imza atmıştım ve talimat verildiği gibi eliptik kalp atış hızı egzersizime başladım.  Diğerlerinin hızına yetişmek için normal hızımın üstünde bir hıza çıkmak zorunda kaldım. Terleyerek ve şimdi açılmış olarak, hepimiz inip trapez benzeri iplere (TRX)  doğru gittik ve  biceps kaslarımızı tekrar tekrar çalıştırdık.  Sonra squat yaptık ve sonra diz esnetmeleri- sonra…. Tekrar tekrar 15 ondanımızı 15 bundanımızı tekrarladık ve sohbet başladı. Hoş grup, hoş insanlar ancak ben sohbette değildim, saymak, saymak, izlemek, izlemek zorundaydım. Sağımdaki ince ve inanılmaz güçlü bir kadını taklit etmeye çalıştım ama onun hızına yetişemedim. Nefes nefese ve yorgunbir biçimde egzersizi sürdürmek için kendimi zorladım. Bir saat uçup gitti ve ben sonunda sit-up matımın üstünde çöktüm. Ve sonra ince, fit kadınla sohbet etmeye başladım.

“Vay, siz inanılmaz güçlüsünüz,” dedim ona. “Oh, pek değil, bu işi yalnızca son dört yıldır haftada iki kez yapıyorum.” “İyi de ben 30 saniyeden fazla plank pozisyonunda duramıyorum, siz tam iki dakika durabiliyorsunuz, bu hayranlık uyandırıcı!” Gülümsedi ve bana bunun spor salonu dışında en sevdiği kış sporlarından -kros country kayağı ve kaya tırmanışı-  keyif almasını sağladığını söyledi. Bana hem kendisinin hem de kocasının egzersiz programlarına tam bağlı olduklarını söyledi.  Ve sonra beni tamamen afallatan bir şey daha söyledi. “Kocam ve ben bisikletlerimizi severiz, ve 70 yaşımıza karşın yavaşlamıyoruz, gerçekten.” Bu ince, fit, tatlı, benden 15 yaş büyük, kadına dikkatle baktım. Bir body buildingci değildi, egzersize yaklaşımı manyakça değildi, yalnızca istikrarlı, kendini adamış bir egzersizciydi.

Konuşmaya torunları, seyahatleri ve maceraları ve yeni yazdığı projesi konusunda devam ettikçe sevinç doldum. İşte buydu, bir rol modelim vardı, 70 yaşında yaşlı bir kadın: canlı, meşgul, adanmış ve fit.  Güle güle derken, moralim yüksekti, serotoninim faaliyete geçmişti ve son derece enerji kazanmıştım. Haftada iki kez egzersiz seansı için imza attım ve arabama yürürken kafamda güç amaçlarımı saptamıştım bile. Hey, artık güçle yaşlanma radarımdaydı, yarı maraton günlerim sona erebilirdi.  İlerde pek çok ödül beni bekliyor. Örneğin: 15 yıl içinde “o” olabilirdim. 70 de “o” olabilirdim!

http://betterafter50.com/2013/10/my-fitness-role-model/

“Yaşamın en değerli armağanlarından bazıları yalnızca yaşla elde edilir.”
~ Gene Cohen