Aile, Sağlık, Para, Öz -Saygı, Ölüm

Yaşlı emekliler olarak bazen aile ya da arkadaş durumları, sağlık dezavantajları, parasal koşullar, öz-saygı ve kuşkusuz ölüm gerçeği konularında endişeye ve zaman zaman da depresyona yatkın oluyoruz. Evet, öyle görülüyor ki insan toplumunun kalan kısmının da her gün uğraştığı bu beş konuda endişeliyiz. Yaşlı topluluğun kendi istatistiksel verilerine göre çoğumuz da oldukça iyi altından kalkıyoruz. Herkesin inişli çıkılış günleri var.

Zaman ve Uzaklık  Algısı

Her ne kadar biz yaşlı emekliler genç toplumla hemen hemen aynı şeyler için endişe ediyorsak da bizimle ilgili her şeyi farklı yapan – zaman ve mesafe- algısı konusu var. Ve bu konular depresyon kaynağı olabiliyor, bazen oldukça da ciddi olarak. Bu beş endişeyi, deneyimlediğimiz zaman ve mesafe algısıyla incelemek depresyonu anlamak ve sonrasında rahatlatmak için önemli.

 Beş Egemen Endişe

Her ne kadar politik olarak tek kişi, tek oy sosyal organizması olma özleminde olsak da bu durumda eşitlik fikri sona eriyor. Biz zihinsel, fiziksel, eğitimsel ya da ekonomik olarak eşit değiliz. Sistemle  savaşmamıza izin yok, kabul etmek zorundayız. Bazılarımız denizler aşırı gemi hayatlarına emekli oldu, bazılarımız biraz daha az lüks yaşamlara. Emeklinin yaşamının nasıl olduğu fark etmez bu beş endişe hüküm sürüyor. Değişmez bir sırayla değil ama bazı araştırmalara göre bu endişeler az ya da çok önemde; ama hepimiz farklı olduğumuzdan önemleri değişebilir.

BİR: Aile ve Arkadaş Durumları. Bireyler gibi oluşturdukları ailelerin ve yaşamlarının da çeşitli ve karmaşık olduğunu söylemeye gerek yok. Ve aileler büyüyüp yaşlandıkça her tür hayal edilebilir durum gelişebilir. Batıda normal ömür beklentisi 80 dolayındaken günümüzde insanların 100 yaşlarına ulaşmasını görmek şaşırtıcı değil. Bir ömürde her birimizin gerçek iki ailesi olur, doğduğumuz aileler ve kendi meydana getirdiğimiz aileler.

Ölümler, boşanmalar, yetiştirme yurtları ve eriyen aileler düşünüldüğünde bu evrensel bir gerçek değil ama oldukça temel. Ve aileler zaman içinde dağıldığında bu kayıp az bir olasılıkla yeniden kazanma ya da yeni bir başlangıcı getirir. Ailenin kaybı kopukluk nedeniyle de olabilir.  Bizim hareketli toplumumuz aile üyelerini dünyanın her tarafına fırlatıyor.  Telefonla arama ziyaret kadar gerçek değil ve yokluk aile ya da kardeşlik görevlerinin ihmaline ya da hatta daha da kötüsü yalnızlığa yol açıyor.

İKİ: Sağlık Dezavantajları. Eğer fiziksel olarak iyi hissetmezsek yaşam kalitemiz ölümcül bir şekilde azalır ve genellikle depresyona yol açar. Zihin sağlığı endişeleri bazen fiziksel sağlık kadar hatta ondan daha hasar verici olabilir.  Sağlık- zaman konuları üç başlı yılan gibi olabilir: Kişisel fiziksel ihmali sonlandırmak için çok mu geç, yani tekrar şekle girmek için? Sağlık sorunlarını engellemek için çok mu geç? Var olan durumu düzeltme amacıyla bir şey yapmak için çok mu geç?

Diğer bir konu tıbbi danışma, terapi ya da tedavi için gereken zamanın süresi ve buna gerçekten değip değmeyeceği olabilir. Hareketli olup olmama, konu sağlık bakımı ve tedavisi olduğunda, göz önüne alınacak en önemli şeydir. Doktora ya da terapiye gidişler bize mesafe sorunu çıkarır, birkaç blok ötede olsa bile. Diğer bir konu da var olan para ya da sigortanın kapasitesi ve tedavi verenin bu işi ne kadar devam etmesini istediğimizi olabilir.

ÜÇ: Para Yokluğu. “Zenginim ve fakirim ve zengin için çok daha kolay.” Herkes farklı yerlerde benzer şeyler duymuştur. Yaşlı insanlar olarak mutlu olmak için zengin olmak zorunda değiliz. Öte yandan, ihtiyaçları karşılayacak yeterince ve biraz da fazladan paranın olmaması çok rahatsız edici olabilir, özellikle daha az dirençli yaşlılar için. Merak edebiliriz: Eğer zaman ya da kader ya da seçimler bizi parasız ya da az parayla bırakmışsa ne yapabiliriz?

Belki baştan başlamak için çok geç olabilir. Ekonomik olarak ödüllendirici bir iş bulmak için çok geç olabilir. Ya da hataları ve gafletleri düzeltmek amacıyla geri dönmek için çok geç olabilir. Günümüz dünyasında algılamak zor olsa da biz yaşlı vatandaşlardan bazıları kısıtlı hareketleri ve uzaklık nedeniyle ATM ve bankaya gidemeyebilir.

DÖRT: Öz-Saygı. Bu endişe öz-saygı ve suçluluğa yol açabilecek potansiyelde. Sorular doğabilir. Bir genç olarak yapmak istediğim şeyi başardım mı? Hayatımın çoğu arkamda olduğuna göre şimdi amacım ne? Zaman geçtikçe yaşamda yapmak istediğimiz şeylerin çoğunu yapma şansımızın yok olduğunu görüyoruz, depresyon yerleşebilir.  Bütün umutlar karşılık bulmamışsa yaşlı yaşamlarımıza öz-saygı eksikliği gelebilir. Değersiz hissetme kendimizi diğer insanlardan uzaklaştırmamıza neden olabilir. Kendi kendini izole etme depresyonu kötüleştirebilir.

BEŞ: Ölüm. Herkes ölür, o en büyük eşitleyicidir. Yaşlıların pek çok sorusu var. Ne kadar hızlı öleceğim? Ölümden korkar mıyım? Pek az şey dışında yalnızca ölümü mü bekliyorum? Geldiğinde ölümü iyi karşılayacak mıyım? Bu büyük soruları düşünmek de bizi depresyona götürür. Ölüm konusuna odaklı gerçek bir zaman mesafe konusu yoktur, ne zaman geleceği konusu dışında. O hepimiz için, genç ve yaşlı oldukça aynıdır. Yaşam garanti vermez ve saat işlemeye devam ediyor.

http://lovebeingretired.com/2012/12/18/depression-and-the-elderly/

“Gençlik doğanın hediyesidir. Yaşlanmak ise sanat eseri.”
~ Walter Wincher