1. Bölüm Burada

Bir zamanlar bir adam bana 89 yaşındaki anneannesine eğer yaşlı olduğunu söyleyecek olsa onun kendisini tokatlayacağını söyledi.

Evet, onun yaşında böyle bir görüşe tutunmak aşırı ama ben bunu kendimde de  görüyorum. Çoğu yaşlı, yaşlılık fikrini yaşlı olduklarını inkar edecek kadar  tiksindirici ve korkunç buluyor ve böyle yapmaları onları üzgün ya da aptal ya da bazı durumlarda diğerlerine karşı tuhaf olarak gösteriyor olsa bile.

Ancak bunu neden yaptıklarını görmek zor değil. Her gün binlerce yolla kültürümüz yaşlı olmanın bir insanın başına gelebilecek en kötü şey olduğunu söylüyor. Ve her gün bunun iki katı merhametsizcesine ölene kadar gençlik dolu bir bedeni sürdürebileceğimiz yalanını teşvik ediyor.

“Yaşlılığa bu utanç temelli yaklaşımı bir Amerikan medyası yüksek sesle ve israrla ‘Siz gençsiniz. Genç daima yaşlıdan daha iyidir. Erişkinlik sonsuza kadar sürebilir, eğer isterseniz,’ diye beyan ediyor. Toplumda biz birbirimize ‘Hissettiğiniz kadar gençsiniz!’ diyoruz.”

Böyle yazmış geriatrist Bill Thomas.

Bu şaçmalıkların hiç birine asla gerçekten inanmadığım halde, tekrarlar sinsice ve diğer çoğu insan gibi ben de bu durumun ayıplanası bir kurbanıyım.

Bütün hayatımda fazladan 5-10 kiloyla savaştım, bedenim bunu istediği için israr etti. Dokuz yıl önce emekli olana dek oldukça iyi götürdüm ve 40 yıl boyunca sürekli diyetten yoruldum ve kendimi koyuverdim. Sonuç, kuşkusuz, tekrar fazla kilo.

Düzenli okuyucularım bilir, bu yılın başına kadar böyle gitti ancak  yaşlanma hastalıklarının obeziteye bağlı olduğuna ilişkin korkum kilo kontrolü rejimine götürdü beni, devam ediyorum ve şimdiye dek gayet başarılı.

Bununla birlikte, bedenlerimiz konusundaki kültürel utanç oyunu kendime çıplakken bakmamı yıllarca önledi. Bunun benim evimde ne kadar zor olduğunu size göstereceğim. Bu aşağıdaki resim birbirini yansıtan pek çok aynanın bulunduğu giyinme odamın bir resmi.

banyo

Giysilerim solda göremediğiniz yaklaşık 4 m yükseklikteki kayan kapılar ardında ve sağdaki, gerideki kapı banyoya açlıyor ve siz bilmezsiniz ben günde iki kez bu odada çıplağım.

Ancak, son haftaya kadar kendimi bu doğal durumda görmedim –giysi olmadan gerçekten kendime bakmıştım- yalnızca bir kez, yaklaşık bir yıl kadar önce.  Her gün, iki tarafınızda aynalarla bunun ne kadar güç olduğu konusunda bir fikriniz var mı? Bu kadar sıkı çalışma çok fazla utanma gerektiriyor.

Benim, bir yaşlılar savunucusu olarak, bu konuda zihnimde acayip bir bölünme var. Öte yandan da sarsılmaz bir şekilde yaşlı bedenlerin hiçbir yanlışının olmadığına inanırım –ve uzun yıllar da bu böyleydi benim için. Yaşlı bedenlerin resimlerini ve fotoğraflarını büyüleyici ve çekici bulurum.

Öte yandan, zamanın benim kendi bedenime yaptıklarını görmeyi sevmiyorum.  Gene Bill Thomas:

“Başlangıçta inanmak zor görünse de aynaya bakmak, orada gördüğümüzü incelemek ve artık genç olmadığımızı çekince olmaksızın kabul etmek bizim gücümüz kapsamında. Yaşam öykümüzü okumayı öğrenebiliriz, gözlerimizin ve ağzımızın etrafında ve alnımız ve yanaklarımız boyunca yazılı olduğu için. “Değişimleri yaşam boyu benzersiz yolculuğumuzun önemli işaretleri olarak yorumlamaya başlayabiliriz.”

Thomas’ın bu sözlerini okuyalı birkaç yıl oldu ama onlar aklıma, geçen hafta, bedenimin 15-20 kilo verdikten sonra -bu amacımdı-  nasıl göründüğünü merak ettiğimde geldi. Bu aynaların karşısında uzun süre kırışıklıklar, tombul kısımlar, sarkmalar içinde durdum.

Şimdi çıplak olarak nasıl göründüğümü görmeyeceksiniz ama size kendimi en çok kime benzettiğimi göstereceğim: Dün size gösterdiğim  “Rodin’in “Yaşlı Fahişesi”, işte başka bir açıdan görünüşü:

fahişe

Kemiklerimde daha fazla etle ondan biraz daha yuvarlağım ama bedenlerimiz şaşırtıcı derecede benziyor, baldırlarındaki görünür güce, küçük toparlak karnına (onu kaybetmeye kararlıyım) ve göğüslerimize kadar hatta. Benimkiler hiçbir zaman bu kadar olmadılar ama hemen hemen onunkiler kadar sarkıklar.

Oraya buraya dönerek, aynayı değişik açılardan bakabileceğim şekilde ayarlayarak ne kadar çok bakarsam kendimi o kadar çok kabul ediyorum. 72 yaşındayım – sekizinci 10 yılımda. Yani böyle görünüyorum ve buraya gelmek değişmeyeceğim  uzun, ilginç bir yol.

Bu blogda sıkça bir yorumcu 30 ya da 40 yıl önceki gibi hissettiğini söyleyecek. Gerçekten mi? Ben çok farklı hissediyorum ve bundan memnunum.

20 ya da 30 ya da 40 yıl önce olduğun insan olmak ve öyle hissetmek  kötü olurdu. Dürüst olmak gerekirse öğrendim, büyüdüm ve bir zamanlar inandığım aptalca şeyler konusunda fikrimi değiştirdim. Bill Thomas buna katılıyor:

“Kendi gerçek yaşlanan benliğinizle kişisel ve özel yoğun bir konuşma yapmak zorundasınız,” diye yazıyor. Aynaya bakma ve sonunda yüzünüzde gördüğünüz ve zihninizde ve bedeninizde hissettiğiniz değişikliklerle barış yapma zamanı geldi.

“Siz 20 yaşınızda olduğunuz kişi değilsiniz. 20 yıl önceki kişi değilsiniz. Gerçek şu ki o insanlar uzun zaman önce yok oldular.”

Bu aynayla kişisel zaman harcadığımda hemen ortadaydı ve tahmin edin ne oldu? Bayılmadım. Yere düşmedim. Çıplak kendime baktığımda kötü hissetmedim. Şimdi buyum ve 20 yıl önceki bedenime dönmeyi dilemenin bir anlamı yok.

Böyle düşüncelere bir saniye bile harcamak ne zaman kaybı. Onun yerine Bill Thomas’ı dinleyin –o ne dediğini biliyor- ve cesur olun.

“Gitmiş şeyler üzerine sızlanmayı bırakın

“Nasıl bir kişi olmak için geldiyseniz onu aramaya başlayın

“Kişinin gençlik üzerine olan iddiasını bırakması erişkinliğin gerisindeki hayatı keşfetmenin gerekli bir koşuludur…

“Devamlı ve maksatlı olarak yalnızca bir çöküş diye yorumlanan yaşlılık aslında erişkinliğin çılgın cangılından vaz geçmeyi beceren ve yeni ve daha ruhdolu bir varoluşa isteyerek girenlere zengin bir ödüldür.”

Bütün bu alıntılar Dr. Thomas’ın Eldertopia’sının -onun yaşlılığın erişkinlikten sonra yaşamın farklı bir zamanı olarak kabul edilmesi konusundaki ateşli davası-  AARP International’deki “The Journal” 2012 baskısından.

Umarım Bill bu hafta kafamdakini, yaşlı bedenlerimizin kabulü- yazmak için en iyi alıntıları seçmemden rahatsız olmaz. Fikrim onun öyküsünün amacının hizmetine destekleyici bir rol oynamaktı ve herhangi bir şeyi yanlış temsil ettiğimi sanmıyorum.

http://www.timegoesby.net/weblog/2013/09/how-to-accept-our-aging-bodies-part-2-of-2.html

“Her yaş büyüleyici olabilir, içinde yaşamanız koşuluyla.”
~ Birgitte Bardot