Geçenlerde burada yayınlanan  ‘Yaşlanma Cesareti’ yazısına tepki olarak, Elaine Magalis, blogu Late Fruit’de sordu, “Neden bir İnsan Emekli Olmak İster?”

“Ronni ve ona karşılık verenlerin birçoğu emekliliğin onlar için ne anlama geldiğini–büyüme, öğrenme, birey olma, olabileceğimiz her şey olma- tartıştılar, kulağa hoş geliyor! Kulağına bu kadar hoş gelmeyen bazı insanlar hariç”, diyor, Elaine.

Yaşlılığın fiziksel problemleri var, bazılarımız için diğerlerinden çok daha zor olan, kuşkusuz, parasal sorunlar ve Ronni’nin dediği gibi “yaşlı insanları dışlamak için her şeyi yapan bir kültür.” Ben o insanları, daha önce değinilmiş olan “emekli” kategorisine atmalarını da  ekleyebilirim.

Sütunda beni neyin rahatsız ettiğini anladım: “emeklilik” sözcüğü. Sanki artık yaşama ait değilmişiz, aktif değilmişiz, artık katkıda bulunmuyormuşuz, sanki bitmişiz gibi. Bu, iletimde tanımladığım sanatçılar için kesinlikle doğru değil.”

“Emeklilik” sözcüğüyle ilgili güçlüklerimi bugün anlatma ihtiyacı duymuyorum, Elaine ve diğerleri bir çoğunu saydığı için.  Bu sözcüğü kabullenmeyi başarmak uzun zamanımı aldı. Ancak bu sözcüğün çeşitli kullanışlarının olduğunun altını çizmek istiyorum.

Sosyal Güvenlik Kurumu ve emekli aylığı planları için bu sözcük insanların bütün çalışma hayatları boyunca yatırdıkları paranın karşılığını toplamak anlamına geliyor.

Ulusal Revenue servisi için emekli hangi vergilerin ödeneceği ya da ödenmeyeceği  ve hangi kesintilerin uygulanacağı bakımından farklı kuralları ve regülasyonları getiren önemli bir sınıflamadır.

Çalışanların kendileri için, tam zamanlı çalışma hayatından çekildikleri, genellikle 60 dolayında, zamanı anlatır. Belirli yaşta çalışanların emekliliği gereken şirketler, örneğin, bazı hukuk şirketleri, var.  Diğerleri için, benim gibi, bir seçim yok, yaşımızdan ve yaş ayırımcılığından dolayı biz ücretli çalışma hayatından çıkarılırız. Ağır fiziksel işler yapan bazı insanlar, doğal olarak birkaç on yıldan sonra devam edemez çünkü bedenleri yıpranır.

Ve Elaine’in vurguladığı gibi hastalıklar ve güçsüzlük normal emeklilik yaşının ötesinde de devam etmek isteyecek olan bazı insanların kariyerini kısa kesmelerine yol açar. Son olarak, ya işlerini sevmediklerinden ya da bu sidik yarışından bıktıkları için çalışma dünyasını geride bırakmaktan memnun olan insanlar var. Bu benim için de diğerlerinde olduğu gibi, kırk, elli yıldan sonra bırakmak için geçerli bir neden.

Dolayısıyla, kültürümüz tarafından hangi olumsuz vurgu yapılırsa yapılsın emeklilik yararlı bir sözcük.

Elaine’i sözcüğün kendisi rahatsız ediyor, beni rahatsız eden şey ise iletisinde sanatçıların (bununla  yalnızca ünlü müzisyenleri, ressamları, aktörleri ve yazarları kastediyor görünüyor)  diğer herkese göre üstün bir yaratıcı vizyona ve adanmışlığa sahip oldukları iması.

“Time Goes By’da Çarşamba günü Ronni Bennet’in sütununu okuduğumda, sanatçıların ayrıcalılklı bir durumda olup olmadığını merak etmeye başladım. Günlük sürekli bir işleri olmadıkça emekli olmazlar ve emeklilik sonunda tam zamanlı gerçek işlerini yapmak anlamına gelir.”

“…orada tanımladığım kimseler bir uğraşları var diye hiçbir zaman işlerini bırakmamıştır. Onlardan hiçbiri  ‘emekli’ değil.”

Çoğu emekli, ne tür artistik esinleri olursa olsun, ailelerini barındırma, besleme ve giydirme gereksinimlerinin en önde geldiğini anlamıştır, ne türden olursa olsun, bu gerçek bir iştir ve “günlük iş” diye bırakılamaz.  Örneğin, bir çimento karıştırma aracını  (başkaları tarafından bayağı ve yorucu olarak görülebilir)  çalıştıran bir adamın, yararlı yapılar inşa etmede kendi katkısından, büyük bir roman yazan kimse kadar doyum bulması rahatlıkla olabilir.

Yakınlarda bir balıkçı trol teknesinde yıllarca çalışmış olan bir adamı işinin ayrıntılarını anlatırken dinledim.  Dişlerini sıkarak güldü ve konuşurken gözleri oynuyordu ve rüzgarın, suyun ve soğuk  denizin kötü koşullarını atlamıştı. Bu işi seçmişti ve avlarını yakalamak için her gün mücadele etmek zorunda kaldıkları tehlikelerden zevk alıyordu.

Bu iş için çok yaşlı olduğundan artık balıkçılıktan “emekliydi”. İstediği zaman arada kısa süreyle oturup işiyle ilgili balıkçılık öyküleri anlatıyor, bazen hayatı boyunca amatörce uğraştığı hoş mobilyalar çiziyor ve yapıyordu.  Ancak, onu balıkçılıktan daha gerçek bir iş olarak düşünmüyor ve böyle söyleyen insanlara gücenmiyordu.

Cop car’s Beat blogda yazan hanım aklıma geliyor. Mühendislik kariyerinden emekli ve şimdi  eğitimli bir Kızıl Haç gönüllüsü, farklı hünerler uygulamak için . ABD’de afet zonlarına uçuyor . Bir meslekten aynı şekilde adanmış olduğu başka bir işe başlamak için emekli.

Elaine’i eleştirmeyi kastetmiyorum ve benim de uzun bir zaman yaptığım gibi “emekli” sözünün küçültücü yapısıyla uğraşıyor olabilir. Emeklilikle bir kez barışılınca pek az insanın ölene kadar sevdiği işi yaptığı için şanslı olduğunu görmek daha kolay.

Birçok nedenle hayat boyu işlerinden emekli olanlar,  hobilerine ünlü yazarlar, müzisyenler ve ressamlardan daha az adanmış değiller.  Bu, yalnızca farklı bir şey.

Ronni Bennet,  Time Goes By

“Yaşlanmaktan şikayet etmeyin, pek çok kişi tarafından inkar edilen bir ayrıcalıktır o.”
~ Anonim