harrietSosyoloji profesörü Dr. Ruth Harriet Jacobs “Be an Outrages Older Women” (Taşkın bir Yaşlı Kadın Olun) adlı kitabında anneler ve erişkin çocukları arasında sıkça rastlanan gerilim konusunda şunları söylüyor:

Oğullarınız ve kızlarınıza çocuklarken elinizden gelenin en iyisini yaptınız. Şimdi kendilerinden kendileri sorumlu. Torunlarınız ve torunlarınızın çocukları anne babalarının sorumluluğunda ve onlara çocuklarını nasıl yetiştireceklerini söylememelisiniz.

Kadınlar bizim toplumumuzda suçlanmak için kamulaştırılmıştır. Anneler kendilerini yaşamları boyunca çocuklarının başına gelebilecek her şeyin suçlusuymuş gibi hissettiren her tür propagandanın hedefidir. Bu doğru değil. Çift ebeveynli ailelerde babaların da sorumluluğu var. Ayrıca çocuklarımıza olan şeylerin çoğu okullar, arkadaş grupları, kitle iletişim araçları, ekonomi, tarihi süreç ve toplumun durumu yoluyla daha büyük bir toplumun etkisinin sonuçlarıdır. Kadınlar kendilerini hiç onların suçu olmayan şeylerden dolayı acımasızca ve yanlış olarak suçlarlar.

Ne yazık ki pek çok erişkin annelerini suçluyor. Dolayısıyla öyle bir durumdayız ki olgun yaştaki kadınlar çocuklarına yaptıkları varsayılan  yanlışlar için kendilerini suçluyor, hayatlarından doyumsuz olan erişkinler ise annelerini suçluyor ve annelerinin hatalarını ve olumsuzluklarını vurguluyor….

Son yıllarda pek çok kitap ve makale çıktı ve konferans yapıldı anneler ve kızları konusunda. Bunların çoğunda özellikle de anneler ve kızları arasındaki gerilim vurgulanıyor ve bazı uzlaşmalar aranıyor…

Toplumumuz besleyici değil hatta genelde zalim ve insanlar insani gereksinimlerini okullarda, iş yerinde ya da bizim sorunlu evliliklerimizde genellikle karşılayamıyor. Toplumda olmayan sıcaklığı ve yardımı annelerin karşılaması gerektiği gibi orantısız ve gerçekçi olmayan bu beklenti şaşırtıcı değil. Anneler ayrıca oldukça güvenli bir hedef.

Bazen biz orta yaşlı ve yaşlılar kızlarımızın ve oğullarımızın onlara gençken ve  halen elimizden gelenin en iyisini verdiğimiz halde niye eski ve yeni günahlar için bugün bizi acıtmaya ve suçlamaya devam ettiklerini merak ederiz. Yanıtı, sanırım, dünya bugün de olduğu gibi onlara çok az verdiğinden kızgınlıklarını onlara en çok verene ve onları kabul edene döndürüyor olmalarıdır. Ayrıca insanın annesini suçlaması  kendini ya da toplumu suçlamasından daha kolaydır…

Bu konuda beni bir takım kurallarım var:

  • Kendilerinin yapabileceği hiçbir şeyi onlar için yapmayın. Bu onlara çocuk muamelesi yapmak anlamına gelir ve bağımlılık ve kızgınlık yaratır.
  • Onlara danışmadan hiçbir zaman onlar için plan yapmayın. Temelde herkes seçenek ve otonomi duyusu olduğunda daha iyi fonksiyon yapar.
  • Gençliği ya da yaşlılığını ütopya haline getirmekten kaçının. Çocuklarınız ya da ebeveynleriniz için işleri mükemmel yapamazsınız.
  • Asla kendinizi ihmal etmeyin ya da kendi yaşantınızı ertelemeyin. Katı olmayın kendi gereksinimlerinize saygı duyun. Aksi taktirde gücenik olacaksınız bu da görünecek ve ilişkilerinizi zehirleyecek.
  • Dış kaynakları bilin ve kullanın. Hem gençler hem de yaşlılar için halk programları ve iyi rehberler var.
  • Aynı gemide bulunan orta yaşlılardan destek alın. Yalnız değilsiniz. Tekerleği yeniden icat etmeniz gerekmez.
  • Yaşlılığınız için para koyun. Kendinizi arkanızdaki ve önünüzdeki kuşaklara  kurban etmek zorunda değilsiniz.
  • Dürüst olun. Hem genç hem de yaşlı insanlar kaçamaktan çok gerçeği isterler. Aptal da olamazsınız.
  • Her ikisine de sabırlı olun. Hem gençlik hem de yaşlılık Amerikan toplumunda streslidir ve hem genç hem yaşlı insanlar toplumda statü için doyumsuz,  bu onların değerini azaltıyor.
  • İki kuşağa da üstten konuşmayın. Kendiniz olun. Gençlerle iletişim kurmak için güncel argoyu aramayın ve yaşlılarla basitleştirerek aşağılayıcı konuşmayın. Yani yaşlıların ve gençlerin yeteneğine saygı duyun.
  • Onlarla birlikte gülmeye çalışın, onlara değil. Paylaşılan kahkahalar bağlar, alay  yaralar.
“İnsanlar yaşadıkça yaşlandıklarını sanırlar. Halbuki yaşamadıkça yaşlanırlar.”
~ İskoçya Atasözü