Robert

Büyük geriatrist, psikiyatrist ve yaşlılar avukatı Robert N. Butler, Aralık 2010’da öldü. Biyografi yazarı W.Andrew Anchenbaum Butler’ın

“…yaşlılık araştırmalarını marjinal olmaktan çıkararak entelektüel canlı bir soruşturma alanına çevirmek”

konusunda katkısı olduğunu söylüyor.

Ben şahsen Butler’ın kitabını okuyup öğrenmiş olmasaydım yaşlılar savunucusu olmaktan kuşku duyardım.

1975’te basılan Neden Yaşamak? Amerika’da Yaşlı Olmak * kitabıyla Pulitzer ödülü alan bu büyük adamın yeni basılmış biyografisinin adı Robert N. Butler, M.D., o,  1968’de, “ırkçılık ve cinsiyetçilik” benzeri bir anlamda “yaş aleyhtarlığı” terimini yarattı.

“Butler  bu konudaki yaygınlaşmasına çalıştığı aldırmazlığı, ön yargıyı ve canlı, üretken, verimli yaşlanma görüşünü kapatan klişeleri iyi anladı,”diye yazıyor Achenbaum.

“Yaşamın ileri döneminde,” diye devam ediyor, “yaş alehtarlığının başlangıçta algıladığından daha da tehlikeli olduğu sonucuna vardı… Butler şimdi yaş alehtarlığını hastalık olarak adlandırıyor, insanları sakatlayan marazi bir çöküş ve ölüm korkusu.”

Robert Butler uzun kariyeri boyunca yaş aleyhtarlığını ezememiş olabilir ancak elde ettiği diğer başarılar yaşlıların şimdi ve gelecekteki iyi oluşlarına hala yardım etmeye devam eden ileri yaşla ilgili tutum ve inançları değiştirdi.

Butler Başkan Gerald Ford tarafından Ulusal Yaşlanma Enstitüsünün direktörlüğüne atandı. Sonrasında New York’da Mount Sinai Medical Center’da ilk Amerian geriatri departmanını kurdu.

1990’da yaşlı insanların üretkenliğini ve sağlık araştırmalarını kovalamak için Uluslararası Uzun Yaşam Merkezini kurdu. Merkezin projeleri arasında 2000 yılında yaratılan Age Boom Akademi de vardı,

“…toplumsal yaşlanmanın iyi ve kötü taraflarının 150 gazetecinin  yeni çalışma alanlarını nasıl etkilediği anlayışını derinleştirmek amaçlı. Akademide filizlenen fikirler genelde geniş ölçekte yayıldılar, diye açıklıyor Achenbaum.

2009’de bir hafta boyunca Age Boom Akademide bir düzine gazeteciden biri olma ayrıcalığını yaşadım, her yıl olduğu gibi tüm masraflar ödenmişti.  Dr. Butler hayal edilebilecek her alt alandan yaşlanma araştırmacıları ve uzmanlarının kaymak tabakasını bir araya getirmişti ve hafta sonuna doğru yaşlanma konusunda master derecesi verilmiş gibi olduk.

butlerAchenbaum, Huston üniversitesinde Sosyal Çalışma Mezuniyet Okulunda sosyal çalışma ve tarih profesörü, yaşlılara yararlar sağlayan Butler’ın başarılarını vermekte iyi  iş çıkarıyor – dikkati değer sayıda gerekçeyle kitap “Sağlıklı Yaşlanmanın  Vizyoneri” alt başlığını alıyor.

Ancak beni en çok çeken –Butler’ın kendi sözcükleriyle yazdığı bitmemiş “yaşam değerlendirmesi”- kitabının  son bölümü boyunca Achenbaums’un Butler’la daha önce yaptığı yayınlanmamış söyleşilerinden pek çok alıntı.

Butler’dan alıntılanan bazı düşünceleri siz de kışkırtıcı bulabilirsiniz:

“Şu andan zevk almakta neden bu kadar sıkıntımız var? Çocukken bu böyle değildi.”

“Genç insan roman yazarken bir otobiyografi yazar; yaşlı insan otobiyografi yazarken bir roman yazar.”

“Zengin ve ayrıcalıklıların yaşamlarının karanlık bir tarafı vardır; varlığın en temel yönlerini yerine getirme gereksinimi duymazlar, kendi yiyeceklerini hazırlama ve kendi kişisel gereksinimlerinin çaresine bakma.  Ters anlamda temel işler fakirliğin bir lüksüdür.”

“Yaşlı olma artık hastalık, zayıflık, düşkünlük, dermansızlık ve yavaşlamaya denk değil. Beyin tamir edilebilecek ve büyüyecek  bir nesne olduğunu kanıtlıyor ve bu esneklik daha çok bilişsel sağlık vaat ediyor.”

“Sorun bu yeni yaşlılığı nasıl daha iyi anlamalı, şekillendirmeli ve değerlendirmeli meselesidir. Yaşlı insanların kendileri yaşamlarının bu kısmını tanımlamalı ve pasif kalarak kültürün bunu yapmasına izin vermemeli.

“Onlar yeniden tanımlanan bir yaşlılıkla ilgili olan öncülerdir ve yaşlanmanın ve düşkünlüğün kaçınılmaz, önlenemez ve tedavi edilemez olduğunu kabul etmezler. Toplum ve kültür, kuşkusuz, böyle davranmayı anlayıp uygulayacak.”

*Why Survive? Being Old in America

http://www.timegoesby.net/weblog/2013/09/aging-is-a-triumph-not-a-tragedy.html

“Yaşlanmaktan şikayet etmeyin, pek çok kişi tarafından inkar edilen bir ayrıcalıktır o.”
~ Anonim