neşe

Gwen Weiss-Numeroff’un hastalık ve ölüm korkusu henüz 8 yaşındayken, dünyada ona en yakın kişinin –büyük ağabeyi Steven’ın- 9 yaşındayken lösemiden ölümüyle başlıyor. Korkusu amcası Jerry’in 48 yaşında kalp krizinden ölümüyle artıyor. Amcasının kızı – kuzeni-  birkaç yıl sonra 28 yaşında ölüyor. Weiss-Numeroff 30’una geldiğinde en iyi arkadaşı Tammy 33 yaşında göğüs kanserinden ölüyor.

“Bardağı taşıran son damla üç yıl önce, 45 yaşımdayken oldu, “diyor bir beslenme uzmanı olan Weiss-Numeroff. “Annem 70 yaşındayken yumurtalık kanserinden hastalandı.  Doktorlar hastalığın tanısını ölümünden yalnızca üç hafta önce koydu.”

Üzerinde karanlık bir bulutun dolaştığını hissederek Weiss-Numeroff  genç yaşta ölmeye genetik olarak mahkum olup olmadığını bulmak için bazı yanıtlar arıyor. “Bu ülkede insanların nasıl bu kadar uzun yaşadığını .. ve  1oo yaşlarında nasıl böyle sağlıklı yaşadıklarını öğrenmeye karar verdim,” diyor.  Bir umut olup olmadığını anlamak için bu insanlarla tanışmaya karar verdim.  Hep yaşlanmaktan korktum. Annem yaşamının son beş yılında depresyona girdi.

İnsanların 100 yaşına ve ilerisine kadar nasıl meşgul ve mutlu ve sağlıklı kaldıklarını öğrenmek istedim,” diyor.

Bu sorularına yanıt bulma arzusu birkaç ay önce basılan “Amerika’daki Sıradışı Yüzlükler: Uzun Canlı Bir Hayat İçin Sırları” adlı kitabının kökeni oldu. Kitap diyetlerini, egzersiz gizlerini açıklayan ve 90larına ve ilerisine kadar nasıl meşgul, mutlu ve sağlıklı kaldıklarını tartışan 30 Amerikalıyı anlatıyor.

Weiss-Numeroff  kitabında bu yakınlarda ölmeden önce dünyadaki en yaşlı insan olan 116 yaşındaki Besse Cooper’ı anlatıyor. Uzun yaşamın sırrını sorduğunda Besse yanıtlıyor. “Kendi işinize bakın ve abur cubur yemeyin. Herkese kendinize davranılmasını istediğiniz gibi davranın, çok çalışın ve yaptığınızı sevin.”

Irvın Kahn’la 106 yaşında, buluşuyor, Kahn bu yakınlarda emekli olma belirtisi göstermiyor. Hala kurduğu yatırım şirketinin, Kahn Kardeşler Yatırım,  başkanı ve her gün beş altı saat çalışıyor.

“Biri 99 yaşındayken çocuk kitapları yazmaya başladı. Bir başkası şimdi 99  yaşında ve ilk kez olarak evlendi,” diyor Weiss-Numeroff. Bu insanlar hep kendilerini meşgul tutuyor ve hepsi yaptıklarından keyif alıyor.”

Weiss-Numeroff araştırması sırasında insanların bütünüyle genetiklerinin kontrolü altında olmadığı gerçeğiyle rahatladığını söylüyor. Bu yüzlüklerin yaklaşık yüzde sekseninin 60 ya da daha genç yaşlarında ölen kardeşleri var,” diyor. Genetik mutlaka rol oynuyor ama kesinlikle de her şey değil.”

Weiss-Numeroff söyleşi yaptığı insanların çoğunun sigara içmediğini ama bazılarının orta derecede alkol alan insanlar olduğunu söylüyor. “Hepsinin ortaklaşa paylaştığı temel şey akıntıyla hareket etmeleri…  Dikkati çeken bir şekilde değişikliğe  uyum yetenekleri var ve bu büyük bir şey,” diyor.” Küçük şeyler için endişe etmeyip  kabulleniyorlar, yaşamı kucaklıyorlar ve devam ediyorlar.”

En son nüfus sayımına göre, A.B.D. de neredeyse yaklaşık 62.000 100 yaşına ulaşmış yaşayan insan var. Bu yüzlükler kulübünün yüzde seksen kadarı kadın, 2010 nüfus sayımı verilerine göre. Irklara gelince, beyazlar ülkenin yüzlüklerinin yüzde 82.5 kadarını oluşturuyor – her ne kadar 2010 da A.B.D. toplumunun yüzde 72.4 ünü oluşturmuş olsalar da.

“Genetiğinize mahkum olmadığınız açık. Konuştuğum insanlar neşe arıyor ve neşe buluyor,” diyor Weiss-Numeroff. Bunlar ayrıca tamamen kendilerinin dışında olan insanlar, daima diğerlerini düşünüyorlar, ya başkalarına bakım vererek ya da gönüllü çalışmalar yaparak.”

Daima diğer insanlara odaklanıyorlar,” diyor. “İyi niyetli insanların daha iyi ve daha uzun yaşamlarının olduğu görünüyor.”

http://www.huffingtonpost.com/2012/12/13/long-life-30-secrets-of-living-to-100_n_2278099.html

“Ancak yaşlanan birisi yaşam hakkında tam ve uygun bir tasarıma sahip olur.”
~ Schopenhauer