bilseydimYaşlı insanlar bazen öğrendiklerinden daha önce öğrenmiş olmayı istedikleri derslerden söz eder. Çoğumuzun benzer listeleri vardır dolayısıyla bunların evrensel olduklarını düşünüyorum –her kuşağın kendinin öğrenmek zorunda olduğu ve sonra da onları öğrenmenin ne kadar uzun sürdüğü konusunda sızlandığı şeyler.

Sırf eğlence olsun diye bugün bu eski saçmalıkla oynayalım. Nostalji ya da pişmanlık –zihnin iki talihsiz durumu- kastetmiyorum.

Tersine, bunu yaşlılar için bir demet klişeyle sonuçlanabilecek ya da belki bir iki küçük gerçeği aydınlatacak küçük bir oturma odası oyunu olarak düşünün.

Önce bariz  ve bir ikisi bana ait olanlarla başlayacağım, sizin de benzer listeniz olabilir:

 Başkalarının sizin için ne düşündüğü konusunda endişelenmek zaman kaybı. Çünkü hepsi başkalarındaki kendi izlenimlerinin ne olduğuyla o kadar çok meşguller ki bana dikkat etmezler.

 Hiç bir şey aynı kalmaz. Değişim yaşamın bir tanımı.

 Yaşlanmak çok ilginç olabilirdi. Keşke yaşlı insanlara daha çok soru sorsaydım.

 Yazmayı ne çok isterdim ve o konuda oldukça iyiydim. Onu bir kariyer olarak yapmalıydım.

 Fiziksel aktiviteyi hayatıma  öyle sokmalıydım ki bir işmiş gibi görünmemeliydi.

 Yaş ayırımcılığı kazançlı çalışma hayatımı kısa kesti; daha fazla para biriktirmeliydim.

 Evlilik bana hiç uymadı. Geçmişte flört ederek zahmete girmemeliydim.

Buna doğal bir ek olarak da: bir daha asla 36 yaşındayken – bir yarı ömür zamanı önce- olduğum (hala da) kadar bütünlükle ve derinlikle aşık olmadım.

Hepsinden önemlisi, zaman sahip olduğumuz tek değerli şeydir.

Bu, bitmeye yakın bir liste değil ama bunları öğrenmenin yaşamımın büyük bir kısmını aldığı belli ve bugün itiraf etmek istediklerimin hepsi bu. İşte yaşam dersleri konusunda  kuşku duyduklarım: zamanla nasıl yaşanır konusunun üstesinden gelene kadar;  zaman alıyor.

Şimdi sıra sizin.

http://www.timegoesby.net/weblog/2013/06/things-i-wish-i-had-known.html

 

 

“Yaşamak ve yaşlanmak tek ve aynı şeydir.”
~ Pamela Blair