barbaraGeçenlerde organizasyon uzmanı ve çok satan yazar Julie Morgenstem’le söyleşi yaptığımda bana  50 yaşına gelmenin öylesine  travmatik bir şey olduğunu ki pek çok insanı devam edemeyecekleri şekilde sıkışmış bıraktığını söyledi.

Ancak yanlış fikre kapılmayın. Bu yalnızca elliyi devirdiğimiz için olan bir şey değil. Bu sadece bu yaşta pek çok değişimin hepsinin birden bizi yere yapıştıracak “mükemmel bir fırtına” yaratarak  bir araya geliyor olmasından dolayı.

50 yaşımıza ulaşınca insanın kendini kaybetmesi çok kolay, özellikle de çok fazla potansiyel değişim ufukta görününce: çocuklar büyüyor ve evden ayrılıyor, ebeveynler yaşlanıyor ve olasılıkla evinize yerleşiyor, işlerdeki değişiklikler, emekli olma, küçülmeye gitme.

Tercih yapma zamanı: Bu yaşam olaylarıyla yüzleşebilir, geçiş anını yakalayabilir ve kendimizi devam etmeye zorlayabilir… ya da batağa saplanabiliriz.

Ne yapmalı?

Julie ilk gereksinimimizin 50 yaşından sonra gelen alttaki beş “büyük” olanı dahil  yaygın yaşam değiştiren deneyimleri kabul etmemizi salık veriyor:

“Gerçekten 50’miyim?” anınız: Julie kendisi 50 yaşında olduğunda büyük ve arındırıcı bir deneyim yaşamış. Orta noktayı geçtiğini ve hayatının sürgit devam etmeyeceğini algılamış. Deneyim derin ve güçlüymüş ve pek çok farklı duyguyu ortaya çıkarmış. Julie aynı zamanda bunun önünde duran yeni ve  potansiyel olarak harika fırsatları araştırma zamanı olduğuna karar vermiş.

Çocuklarınız evden ayrılıyor olabilir: Eğer yaşamınızı aile etrafında geçecek şekilde organize etmişseniz çocuklarınız bağımsız olduğunda ve size daha az gereksinimleri olduğunda ve hatta sonunda evden ayrıldıklarında kendinizi kaybolmuş hissedebilirsiniz. Bu 50 yaşın üzerindeki insanlar, özellikle de kadınlar için zor bir geçiş dönemidir. Bazıları yaşamın bu yeni fazını iyi karşılar bazıları bu boşluğu doldurmak için arayışlara girer, genellikle de kötü kararlar alarak ya da hiç karar almayarak, sıkışıp kalırlar.

İş hayatınız değişiyor olabilir: İşinize odaklısınız ve şimdi bir değişim geçiriyorsunuz, isteyin ya da istemeyin. Belki de ekonomik küçülmeden dolayı işten çıkarıldınız. Ya da iş değiştiriyor, işinize geri dönüyor ya da tamamen farklı bir şey yapıyor  olabilirsiniz. Belki de mutlu bir şekilde emekliliğinizi planlıyorsunuz ama bunu bir kez yaptığınızda hayatınızın önemli şekilde değişeceğini algıladınız. Ne zaman rolünüzü değiştirecek olursanız kimliğiniz tehdit hisseder bu da kendinize olan bakışınızı bozabilir.

Evliliğiniz bitiyor ya da yeni bir evliliğe başlıyorsunuz: Eğer uzun yıllardır evliyseniz ya da yeni evli bile olsanız yaşamın bu alanındaki bir değişimin önemli anlamları vardır. İstediğiniz bir şey olsa bile yeni bir insanla yeni bir hayata başlayacağınız için gene de yaşamınızda benlik duygusunda büyük değişimler yaratabilir.

Eşiniz ya da başka bir aile üyesi hastalanıyor ya da engelli oluyor ya da ölüyor: Hastalıklar ve ölüm yaşamın doğal olaylarıdır, özellikle de biz yaşlandıkça, ama buna asla tam olarak hazırlıklı olmayız. Eğer bir eş ölürse yaşamınız pek çok düzeyde dönüşü olmayan bir şekilde değişir ve bu tür bir değişiklik yeni yaşamınızı yaratmaktan sizi men eder. Yaşlı bir eşe ya da ebeveyne bakmak yaşamınızda diğer sayfayı açmanızı olanaksız kılabilir.

Şunu hatırlayın:

Yaşlanmayı kontrol edemeyiz… ancak… onu nasıl yapacağımızı kontrol edebiliriz!

http://www.huffingtonpost.com/barbara-hannah-grufferman/turning-50_b_4181486.html?ref=topbar

“İnsanlardaki gerçek güzelliği ancak onlar yaşlanınca algılayabilirsiniz.”
~ Anouk Aimee